15. Ceza Dairesi 2019/9014 E. , 2020/509 K.
"İçtihat Metni"
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ...Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/01/2019 tarihli ve 2018/124205 soruşturma, 2019/9485 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ...6. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/02/2019 tarihli ve 2019/1703 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/09/2019 gün ve 94660652-105-34-12119-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2019 gün ve 2019/93029 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin ...Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesinde, vekili olduğu müştekinin yurt dışında faaliyet gösteren... Otomotiv Genel Ticaret ve Araç ihtalatı Şirketi"nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, şüphelinin ise 2011-2013 yıllara arasında anılan şirkette muhasebe yetkilisi olarak çalışmakta iken şirket adına tahsil ettiği paraları uhdesinde tutarak şirket hesaplarına aktarmamak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullandığı gerekçesiyle şikayetçi olduğu, yapılan soruşturma sonunda, ulaşılamaması nedeniyle şüphelinin ifadesinin alınamamasını müteakip, suçun hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle takipsizlik kararı verilmiş ise de,
Somut dosya kapsamında Noter onaylı yeminli tercüman tarafından tercümesi yapılan belgelere göre, şüphelinin iddia edilen eylemine ilişkin evvelce Kuzey Irak"ta suç duyurusunda bulunulduğu, yurtdışında yürütülen soruşturma sırasında şüpheli hakkında mahkemesince yakalama kararı ile tutuklama kararlarının verildiği, şüphelinin yurt dışındaki söz konusu soruşturma dahilinde hâlen yakalanamadığı gibi, hakkında açılmış ceza davasının da bulunmadığı, yine belirtilen soruşturma dosyasına şüphelinin şirket adına tahsil ettiği ancak şirket hesaplarına intikal ettirmediği paralara ilişkin 34 adet makbuzun sunulmuş olduğu, soruşturma sırasında ifadesine başvurulan adı geçen şirket çalışanlarından....,....,...... ve ..... nin şüphelinin şirket adına satılan arabaların paralarını şirket hesaplarına yatırmayarak uhdesinde tuttuğunu beyan ettikleri anlaşılmakla, öncelikle müştekinin ortağı olduğu şirket aleyhine işçilik alacaklarına dair ...6. İş Mahkemesinde 2013/995 esasa kayden dava açtığı anlaşılan şüphelinin ifadesinin alınması, anılan mahkeme dosyasının getirtilerek incelenmesi ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, itirazın belirtilen nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin yurt içinde ve Irak ülkesinde şirket sahibi olduğu, şüphelinin Irak"ta bulunan şirketin muhasebe işlemleri için yetkilendirildiği ve uhdesine para geçirdiği, bu nedenle Irak adli makamlarında soruşturma başlatıldığı ancak şüphelinin Türkiye"ye kaçması nedeni ile soruşturmanın sürüncemede kaldığının belirtilmesi karşısında ; TCK"nın 11. maddesinde ""Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye"de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye"de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır."" hükmü uyarınca şüpheli hakkında Türkiye "de soruşturma yapılabileceği nazara alınarak, tüm şirket evraklarının ve şüphelinin görev belgelerinin temini, Türkiye"de şüpheli tarafından açılan fesih nedeniyle alacağa ilişkin dava dosyasının onaylı örneğinin dosya içerisine alınması ,tanıkların beyanına başvurulması ve şirket evrakları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesinden sonra şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından ve bu nedenlerle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ...6. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/02/2019 tarihli ve 2019/1703 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.