16. Hukuk Dairesi 2014/13447 E. , 2014/15530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HANAK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2014
NUMARASI : 2014/18-2014/125
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 1 parsel sayılı 3.710,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz komisyon tutanağı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Yusuf kızı G.. A.. adına tespit ve 07.10.2008 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı Elim oğlu N.. Y.. 26.02.2009 tarihli dava dilekçesi ile irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen 29.6.2012 tarihli davanın açılmamış sayılması kararı Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.12.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı N.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının zemine uyduğu ve davacının davasını ispat edemediği kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davalının dayanağını oluşturan tapu kaydı yöntemince uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınarak davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının hukuki değerini koruyup korumadığı hususlarında gerekli şekilde araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının oluşumuna esas tüm belgeler ve özellikle haritası ile tapu kaydında paydaş görünen bütün maliklere ait nüfus kayıtları dosya içine getirtildikten sonra mahallinde keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; öncelikle davalının dayanağını oluşturan tapu kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesine öngörülen şekilde yöntemince mahalline uygulanarak kapsamının belirlenmesine çalışılmalıdır. Davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının varsa fenni sıhhate haiz krokisi uygulanarak, fenni sıhhate haiz krokisi yoksa mevki ve tüm sınırları yerel bilirkişi ve tanıklara tek tek okunarak yöntemince mahalline uygulanmaya çalışılmalıdır. Uygulamada komşu taşınmazların tutanakları ve dayanaklarını oluşturan kayıtlarından yararlanılmalıdır. Davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının miktarı 1000 metrekare olup iki hududunda “yol”, diğer hudutlarında “mera” ve “Hüseyin oğlu Haydar” okuduğu gözetilerek; tapu kaydının oluşum günü itibariyle bu hudutların ve özellikle “mera”
ve “Hüseyin oğlu Haydar” sınırlarının tespitine çalışılmalıdır. Bu hususta değerlendirme yapılırken; çekişmeli taşınmaza komşu olan 107 ada 4 ve 15 parsel sayılı taşınmazların davalının kardeşi olduğu bildirilen Yusuf oğlu İ. K. adına ve 107 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların Haydar oğulları Hıdır ve Z. K. adına tespit edildiği hususları gözetilmelidir. Keşfe katılacak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, ilk olarak kim tarafından ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı ile kullanımın kimden kime ve ne şekilde geçtiği ve kullanımın kadastro tespit gününe kadar nasıl ve kim veya kimler tarafından, hangi sıfatla sürdürüldüğü ile tapu kaydında paydaş olan kişiler arasındaki akdi ve irsi ilişkilerin neler olduğu gibi hususlarda tek tek ve olaylara dayalı olarak bilgi alınmalıdır. Bu hususta davalının keşifteki beyanı da gözetilmelidir. Yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Tespit tutanağı veya komisyon tutanağında bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Tapu kaydının bilinemeyen sınırları yönünden taraflara tanıkla kanıtlama imkanı tanınmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden; yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen tapu kaydının sınırları ile kullanım sınırları işaretlenmiş, varsa tapu kaydının krokisi ile kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde gösteren ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; öncelikle bir hududunda mera okuması nedeniyle değişebilir sınırlı ve miktarıyla geçerli olan tapu kaydının kapsamı ile çekişmeli taşınmazın bu tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak saptanmalıdır. Aynı şekilde, tapu kaydının paydaşları arasındaki ilişkiler de değerlendirilerek tespit günü itibariyle tapu kaydına dayalı olarak çekişmeli taşınmaz üzerinde hak sahibi olan kişi veya kişilerin kimler olduğu belirlenmelidir. Daha sonra; çekişmeli taşınmaza tapu kaydı paydaşları dışındaki kişiler zilyet iseler, bu kişiler arasındaki akdi ve irsi ilişkiler gözetilerek, tespit günü itibariyle tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-c maddesinin hükmü gereğince bu kişiler yararına hukuki değerlerini kaybedip kaybetmediği tartışılıp değerlendirilmelidir. Davalının dayanağını oluşturan tapu kaydının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-c maddesinin hükmü gereğince zilyet olan kişiler yararına hukuki değerini kaybettiği sonucuna ulaşılması halinde de, zilyet olan kişiler arasındaki ilişkiler değerlendirilerek kim veya kimler adına hangi pay oranları ile edinme koşullarının oluştuğu ile bu kişiler arasında davacının bulunması halinde, hangi pay oranlarıyla adına tescile karar verilmesi gerektiği tartışılıp değerlendirilmelidir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığından, açıklanan nedenlerle yerinde bulunan davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.