Esas No: 2021/9360
Karar No: 2022/3064
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9360 Esas 2022/3064 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/9360 E. , 2022/3064 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespite İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili, davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 16.12.2008 havale tarihli dava dilekçesinde; paydaşı bulunduğu ... İlçesi ... Köyü ... Mevkiinde bulunan 13.09.1988 tarihli ve 8 sıra numara ile tapuda kayıtlı müvekkiline ait taşınmaza davalının haksız ve dayanaksız müdahale ettiğini, davalının ürünlerini toplayarak bu haksız ve dayanaksız elatmasını halen sürdürdüğünü, taşınmazın hissesinin davacıya 1986 yılında ölen eşi Adem Bayhan'dan intikal ettiğini ileri sürerek, davalı tarafından yapılan müdahalenin men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yörede kadastro çalışmaları başladığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek, dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
... İli ... İlçesi ... Köyü 143 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 14 ile 144 ada 1 ve 57 sayılı parseller davacının da dayandığı 13.09.1988 tarihli ve 8 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, ancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/293 Esas sayılı dosyasında davalı olduklarından malik haneleri boş bırakılmak sureti ile tespitleri 3402 sayılı Kanun'un 5. maddesi gereğince yapılmıştır.
Mahkemece askı ilânları yapıldıktan sonra yapılan keşifte davacı vekili; dava konusu edilen tapu kaydı içerisinde kalan diğer taşınmazların haricen kişiler arasında bölündüğünü ve uzun süredir bu şekilde kullanılmaya devam ettiğini, kadastrodan önce kullanılan şekli ile taşınmazların kadastro zamanında parsellere ayrıldığını, bu nedenle ihtilaflarının 143 ada 4, 143 ada 5 ve 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olduğunu, taşınmazların müstakilen müvekkili adına yazılmasını talep ettiğini, tapu kaydı içerisinde kalan diğer parsellere ilişkin herhangi bir taleplerinin olmadığını, harici taksime herhangi bir itirazlarının bulunmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 143 ada 5, 144 ada 1 ve 143 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine taşınmaz üzerinde yer alan bir katlı betonarme kargir evin davalı ...'a ait olduğunun şerh edilmesine, dava konusu olmadıkları anlaşılan ... İli ... İlçesi ... Köyü 143 ada 2, 143 ada 3, 143 ada 6, 143 ada 7, 143 ada 8, 143 ada 9, 143 ada 10, 143 ada 11, 143 ada 14, 144 ada 57 parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyonunca kesinleştirme işlemleri tamamlanmak üzere kadastro müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş, davalı ... tarafından 143 ada 4 sayılı parsele yönelik olarak temyizi üzerine hüküm Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2014 tarihli ve 2014/7671-10799 sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespitinden önce genel mahkemede dava bulunduğundan, 3402 sayılı Kanun'un 27 ve 28. maddelerine göre, malik hanesi açık olarak tesbit tutanağı düzenlendiğinden ve parsellerin sınırında orman parseli bulunduğundan, aynı Kanun'un 30/2. maddesi gereğince kadastro hâkimince Hazine ve Orman Yönetimi davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi, gerekli inceleme ilamda belirtilen usullerde re’sen yapılarak gerçek hak sahibinin belirlemesi ve adına tescil kararı verilmesi gerektiği, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde, ormanlardan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanılamayacağından ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tescili, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, dava konusu parsellere revizyon gören tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile ve kadastro sırasında revizyon gördüğü parsellerle birlikte getirtilip, dayanak tapu kaydı sınırları mahalli bilirkişi yardımıyla komşu parsel tutanaklarından da yararlanarak zeminde tek tek bulunarak fen bilirkişi krokisi üzerine işaretlenmesi, tapu kaydının, 3402 sayılı Kanun'un 20. maddesi gereğince zeminde tam ve kesin kapsamı belirlenmesi, miktar fazlası olup olmadığının belirlenmesi, miktar fazlasının zilyetlikle kazanılıp kazanılmayacağı üzerinde durulması, tapu kaydında malik olarak gözüken kişiler ile davacı ve davalı kişiler arasındaki irsî ve akdî bağ bulunup bulunmadığının açıklanması, sınırlarda adları okunan komşular çizilecek kroki üzerine kadastro tespit malikleri ile bağ kurularak yazılıp, keşfi izleme olanağı saptanması, tapu kaydının, dava konusu parsellere uymadığı kesin olarak belirlendiği takdirde, taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi, ziraî bilirkişiden taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı yönünde ayrıntılı rapor alınması ve zilyetlik tanıklarının taşınmazlar başında dinlenmesi; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınması, aynı kök muristen intikal eden taşınmazların taksim edilip edilmediği taşınmazlar üzerindeki zilyetlik ve kullanım durumları da aynı kök muristen intikal eden taşınmazların taksim edilip edilmediği de gözönünde bulundurularak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi gereğince taşınmazların belirlenecek nitelikleri ile gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerektiği hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, elatmanın önlenmesi talebinin reddine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyünde kain; 143 ada 7, 8, 11, 14 ve 144 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman vasfında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 144 ada 57 parsel sayılı taşınmazın 11,40 m² yüzölçümünde su deposu vasfında ... Tüzel Kişiliği adına tapuya kayıt ve tesciline, 23/11/2017 hava tarihli orman bilirkişi raporu ile 05.12.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 2B, 2C, 3B, 4B, 5B, 6B, 8B harfi ile gösterilen yerlerin sırasıyla 1.326,53 m², 719,06 m², 305,13 m², 2.643,61 m², 1.367,80 m², 1.390,46 m², 357,43 m² yüzölçümünde orman vasfında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 376,64 m² yüzölçümünde fındık bahçesi vasfıyla Muhittin oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2624,48 m2 yüzölçümünde ahşap 1 katlı ev ve samanlık ve fındık bahçesi vasfında ... kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 23.11.2017 hava tarihli orman bilirkişi raporu ile 05.12.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 143 ada 2A ile gösterilen yerin 1.051,60 m² yüzölçümünde fındık bahçesi vasfında ... oğlu Yunus Bayhan adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 3A ile gösterilen yerin 899,63 m² yüzölçümünde fındık bahçesi vasfında, ... kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 4A ile gösterilen yerin 769,54 m² yüzölçümünde fındık bahçesi vasfında ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 5A ile gösterilen yerin 565,64 m² yüzölçümünde fındık bahçesi vasfında ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 6A ile gösterilen yerin 5.138,82 m² yüzölçümünde ahşap 1 katlı ev ve iki adet samanlık ve fındık bahçesi vasfında ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 143 ada 8A ile gösterilen yerin 1.085,33m² yüzölçümünde merek ve fındık bahçesi niteliğinde Muhittin oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekalet ücreti yönünden, davacı vekili hükmün tamamı, davalı ..., 143 ada 4 parselin orman olarak tescil edilen kısmı yönünden temyize gelmiştir.
1- Elatmanın önlenmesi istemiyle açılan dava, yörede başlayan kadastro çalışmaları neticesinde kadastro tespitine itiraz davasına dönüştüğüne göre, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyünde kaim 143 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 14 ile 144 ada 1 ve 57 sayılı taşınmazların tespit tutanaklarının edinme sütununda adı geçen kişilerin tamamının davada taraf olması gerekir. Buna göre, Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- 6100 sayılı HMK'nin 297. maddesine göre; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan 143 ada 8 parsel sayılı taşınmazın; hükmün 1. bendinde tamamının orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün 3. bendinde ise 23.11.2017 havale tarihli orman bilirkişi raporu ile 05.12.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 8B olarak gösterilen 357,43m²'lik kısmının orman, 11. bentte de aynı raporlarda 8A olarak gösterilen 1.085,33 m²lik kısmının kişi adına tesciline karar verilmek suretiyle çelişki oluşturulduğundan, çelişkili ve infazda tereddüt oluşturacak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Yargıtayın bozma kararlarına karşı direnme hakkı mahkemeye verilmiş olup, Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra gereklerinin yerine getirilmesi ve bozma ilamında yazılı hususları karşılayacak raporlar düzenlemesi zorunlu olduğundan; hakim, uyduğu bozma ilamının gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek ve kendisinin bu hususlara aykırı değerlendirme yapılması halinde bilirkişiden bozma esaslarına uygun rapor düzenlemelerini istemekle görevlidir.
Somut olayda, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak gerekleri yerine getirilmemiştir. Mahkemece uyulan Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2014 tarihli ve 2014/7671-10799 sayılı bozma ilamında, taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi için ziraî bilirkişiden taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı yönünde ayrıntılı rapor alınması gereğine değinildiği halde Mahkemece bozma sonrası ziraat bilirkişisinden rapor alınmadan hüküm tesisi yoluna gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4- Mahkemece hükme esas alınan 22.11.2017 tarihli orman bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmayıp kendi içinde çelişki barındırmaktadır. Raporun sonuç kısmının 3a bendinde dava konusu taşınmazlardan 143 ada 8 parselin tamamının orman sayılan yer olduğu belirtildikten sonra, cümlenin devamında ekli krokide 8B olarak gösterilen kısmının orman sayılan yer, 3b bendinde de 8A olarak gösterilen kısmının orman sayılmayan yer olduğu bildirilmek suretiyle çelişkiye düşüldüğü ve rapora ekli krokiler açık, net ve denetime elverişli olmadığı halde Mahkemece hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş, Mahkemece uyulan önceki bozma ilamında değinilen hususlar dikkate alınarak işlem yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 30.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.