16. Hukuk Dairesi 2017/5622 E. , 2020/4587 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 1707 parsel sayılı 11.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle, kadastro komisyonunca ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahil Hazine, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ...’ın davasının reddine, müdahil Hazine’nin davasının kabulüne, krokide (A) harfi ile gösterilen 450,75 metrekarenin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ve söz konusu karar 29.04.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare müdahil Hazine, çekişmeli taşınmazdan ifraz edilecek kısmı gösterir bilirkişi raporu krokisinde koordinat ve sayısal değer bulunmadığından paftaya tersimatının mümkün olmadığını belirterek, bu eksikliğin tavzih yolu ile giderilmesini ve bu amaçla hükmün infazını mümkün kılar bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir. Mahkemenin 05.12.2016 tarihli ek kararı ile, tavzih talebinin reddine karar verilmiş ve bu ret kararı, müdahil Hazine vekili tararından temyiz edilmiştir.
Tavzih talep eden müdahil Hazine, hükme esas alınan fen bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmazdan ifraz edilecek taşınmaz bölümünün sayısal değer ve koordinatlarının gösterilmemiş olması nedeniyle hükmün infaz edilemediğini, ileri sürerek, tavzih talebinde bulunmuştur. Mahkemece, anılan eksikliğin yeniden yargılama yapılmasını gerektirdiği ve hüküm kısmında değişikliğe neden olabileceği kabul edilerek, tavzih talebinin reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır.
Tavzih, 6100 sayılı HMK’nın 305 ve 306. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir." Somut olayda, tavzihe konu edilen Mahkeme hükmünde, fen bilirkişisi .... tarafından (A) harfi ile gösterilen 450,75 metrekare taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile müdahil Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifraz edilecek taşınmaz bölümünün koordinat ve sayısal değerinin bulunmadığı, bu nedenle de hükmün infazında tereddüt oluştuğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında, Mahkemece, tavzih talebinin kabulü gerektiği halde, reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.