21. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/15970 Karar No: 2013/4713 Karar Tarihi: 14.03.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/15970 Esas 2013/4713 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2012/15970 E. , 2013/4713 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kalkan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. ve Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı kural HUMK’nun 389. Ve HMK’nun 294.maddesinde de tekrarlanmış; HUMK’nun 381.maddesinde “Kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur”, HMK’nun 294. Maddesinde ise “Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Somut olayda da dava iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl olan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca " Davanın Kısmen KABULÜNE, Kısmen REDDİNE" denilmekle yetinilmiştir. Mahkemenin bu davada davacılardan her biri bakımından ne kadar maddi ve manevi tazminata karar verdiği ve davacılardan her biri bakımından reddolunan bölümün ne olduğu duruşma tutanağına geçirilen kısa karardan kesinlikle anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle HMK’nun 297. maddesinin açık hükmüne aykırı biçimde yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 14/03/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.