MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli olarak ise muhtesatın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tescil isteminin reddine, muhtesatın aidiyetinin tespiti isteminin kabulüne dair verilen 13.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili, bu istem kabul edilmediği taktirde muhtesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydına şerh verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı, davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın bir kısmının uygulama imar planı bir kısmının ise nazım imar planı kapsamında kaldığından 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmü uyarınca pay tescilinin mümkün olmadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine, dava konusu 6400 ada 242 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki üç katlı binanın birinci katının davacı ...’e, ikinci katının davacı ...’ya, üçüncü katının ise davalı ...’a ait olduğunun tespiti ile bu hususun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Arazi ve Arsa Düzenlemesi” başlıklı 18/son maddesi “Veraset yolu ile intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa
ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz” hükmünü içermektedir. İmar planından amaç ise uygulama , nazım vb. imar planları olarak anlaşılmalıdır. Anılan yasa hükmüne göre amaç imar planı bulunmayan yerlerde yapılaşmaya yönelik olarak arsa ve parsellerin hisselere ayrılarak satışını yasaklamaktadır.
Somut olayda, dava konusu 6400 ada 242 parsel sayılı taşınmazın 8940,40 metrekare yüzölçümünde bulunduğu, davalının 165/ 8940 payı olduğu anlaşılmaktadır. ... Belediye Başkanlığının 13.10.2011 tarihli yazısında da, taşınmazın kısmen 1/1000 ölçekli Uygulama imar planı kapsamında, kısmen de 1/5000 ölçekli nazım imar planında kaldığı belirtilmiştir. Dava konusu taşınmaz imar planı içinde kaldığından 3194 sayılı yasanın 18/son maddesi uyarınca hisse tescili açısından bir engel bulunmamaktadır.
Mahkemece, davacının tapu iptali ile pay tescili isteminin kabulüne karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 18.01.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.