Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8978
Karar No: 2022/3084
Karar Tarihi: 30.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8978 Esas 2022/3084 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/8978 E.  ,  2022/3084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    MÜDAHİL : Orman İdaresi
    DAVALILAR : ... ve Arkadaşları
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı Hazine vekili ve müdahil Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 26 parsel sayılı 8.804,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1933 tarihli ve 34 sıra numaralı, 6.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydı ve tedavülleri uygulanarak, miktar fazlalığının ise tapu kayıt maliklerince imar ve ihya edilerek zilyetlikle kazanıldığı belirtilerek tarla niteliğiyle davalı ... ile diğer davalıların murisleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı Hazine, taşınmazın dayanağı tapu kaydının miktar fazlasının orman olduğunu ve mülk edinme koşullarının oluşmadığını öne sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescili talebiyle dava açmıştır.
    Yargılama sırasında Orman İdaresi, miktar fazlasının orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
    Mahkemece miktar fazlasının öncesinin ve fiili durumunun orman olmadığı, kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığı ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve müdahil Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davalının dayanağı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren getirtilerek, yöntemince taşınmaza uyup uymadığı saptanmadığı gibi, ormancı bilirkişi tarafından taşınmazın konumunu hava fotoğraflarında gösterilmediği için denetlenememektedir. Ayrıca Mahkemece, 1966 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosuna ilişkin evraklar ve tahdit haritasının getirilerek taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumunun belirlenmediği, bu hali ile taşınmazın evveliyatı hakkında yapılan araştırmanın da yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; davalının dayandığı tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri, varsa harita veya krokisi revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, (hükmen tescil edilmiş ise ilgili dava dosyaları) taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile hem eski tarihli ve varsa amenajman planı dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı 1/5000 ölçekli orman tahdit harita örneği bulundukları yerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olanen az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (...) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın kesinleşmiş tahdit dışında kaldığının belirlenmesi halinde yöredeki tahdidin seri bazda yapıldığı gözetilerek çekişmeli taşınmazın tahdidin kesinleşen dış sınırına bitişik olup olmadığı belirlenmeli, tahdit sınırına bitişik ise, 6831 sayılı Kanun'un 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3 maddesine dayanılarak çıkarılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "sınırlama dışı kalan ormanlar için yapılacak işlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında "sınırlaması yapılan Devlet ormanlarının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet ormanları hakkında Orman Kadastro Komisyonlarınca herhangi bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından, ıttılâ hasıl olduktan hemen sonra orman kadastrosunun yapılması merkezce sağlanır. Bu gibi ormanlarda orman kadastrosu yapılıncaya kadar ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılır" hükmü gereğince yapılan tahdit sırasında çekişmeli taşınmaz vasfının değerlendirilmiş olduğu düşünülmeli, tahdit hattına sınır değil ise, çekişmeli taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafındaki durumu uzman bilirkişiler eliyle incelenerek, bilimsel rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, taşınmazın dört bir yandan fotoğrafları çektirilmelidir.
    Ayrıca dayanak tapu kaydının yaşlı ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler aracılığıyla zemine uygulanmalı; bilinmeyen sınırlar bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı; bilirkişi ve tanıklardan her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgiler alınmalı; tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyup uymadığı belirlenmeli; uygulama, fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide tapu kaydı gösterilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve dayanak tapu kaydın dava konusu taşınmazı kapsamadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de Tapu ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, belirtilen hususlar gözardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine ve müdahil Orman İdaresi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi