14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/15082 Karar No: 2013/571 Karar Tarihi: 18.01.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/15082 Esas 2013/571 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2012/15082 E. , 2013/571 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.01.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_ Dava, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın yayla yeri olduğu iddiasıyla açılmış mahkemece istek kabul edilerek dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptaline yayla niteliği ile özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hükmü davalı dava konusu taşınmazın Kadastro Mahkemesinin kararı ile adlarına hükmen tescil edildiğini belirterek, temyiz etmiştir. Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılaması sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan Maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın; taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut Olayda; taraflar arasında aynı konuda ... Kadastro Mahkemesinin 1997/380 Esas, 1999/910 Karar sayılı dava görülmüştür. O davada eldeki davanın davalısı ... taraf değil ise de uyuşmazlık konusu parseli satın aldığı ... Kadastro Mahkemesinde davacı olarak yer almakta olup ... "nın bu kişiye akti halef olduğu açıktır. Kadastro sırasında dava konusu taşınmazın senetsiz yerlerden olup kullananın ... olduğu belirtilmesine rağmen kesin olarak kimin kullandığı belirlenemediğinden hak kaybına sebebiyet vermemek için Hazine adına tespit edilmiştir. Kadastro Mahkemesinde ..., bu tespite itiraz ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu yerin adına tescili istemi ile Hazineye ve Orman İdaresine karşı dava açmıştır. Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın ... adına tesciline karar verilmiş ve Yargıtay incelemesinden geçerek dava konusu yerin özel mülkiyete konu yerlerden olduğuna ilişkin bu Kadastro Mahkemesinin kararı kesinleşmiştir. Görüldüğü üzere tarafları ve hukuki sebebi aynı olan her iki davada da tapu kaydının iptali istenen yer aynı taşınmazdır. Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2013 gününde oybirliğ ile karar verildi.