10. Hukuk Dairesi 2021/5420 E. , 2021/10901 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
Dava, davacının davalıya ait iş yerinde 11.06.2012-04.08.2013 ve 11.09.2013-18.01.2015 tarihleri arasında eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararı sonrası, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 11/06/2012-04/08/2013 ve 11/09/2013- 18/01/2015 tarihleri arasında geçen ve Kurum"a eksik olarak bildirilen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
2) DAVALININ ve FERİ MÜDAHİL KURUMUN CEVABI :
Davalı işyeri vekili tarafından davalı işyerinin muhtelif ihale işleri aldığı, davacının ihale süreleri ile sınırlı olarak ve usulüne uygun olarak Kurum"a hizmetlerinin bildirildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Feri müdahil ... Başkanlığı vekili tarafından hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu, davanın kamu düzeninden olup yöntemince inceleme ve araştırma yapılması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
3) MAHKEME KARARI
A) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince, “davanın kabulüne, davacının davalıya ait iş yerinde 11/06/2012-04/08/2013 ve 11/09/2013-18/01/2014 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığının tespitine,” karar verilmiştir.
B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ne var ki Hukuk Muhakemeleri Yasası"nın 297. maddesinin 2. fıkrası amir hükmüne aykırı olarak, infazda tereddüt yaratacak şekilde çalışmanın sosyal güvenlik destek primine tabi olacak şekilde gerçekleştiğinin belirtilmediği, bu durumun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği belirtilerek; “Konya 3. İş Mahkemesinin 24.04.2018 gün ve 2016/ 431 E. - 2018/ 135 K. sayılı hükmün kaldırılmasına,” yerine, “davacının davasının kabulü ile, davacının davalıya ait iş yerinde 11/06/2012-04/08/2013 ve 11/09/2013-18/01/2015 tarihleri arasında sosyal güvenlik destek primine tabi, hizmet akdi ile çalıştığının tespitine,” şeklinde yeni bir karar verilmiştir.
C) YARGITAY İLAMI
Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 20/02/2020 tarih ve 2019/2876 Esas ve 2020/982 Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda, Mahkemece duruşmalarda dinlenen tanıkların yetersiz beyanları dikkate alınarak sonuca gidildiği anlaşılmakla davacının davalı işyerinde belirtilen sürelerde kesintili olarak çalıştığı iddiasının her türlü şüpheden uzak biçimde ortaya koyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı işyerine ait ticaret sicil kaydı ile davacının bildirdiği ... araçlara ait trafik tescil kayıtlarını istemek, davacıya ihale süreleri dışında davalının ihale aldığı işleri veya davalı işyerine ait hangi faaliyetlerde çalıştığı hususları tek tek açıklattırılıp her bir işe ait ihale sözleşmeleri ile ilgili ihtilaf konusu dönemi kapsayan işyeri tescil dosyaları ve dönem bordroları ile davacının taşıma işini yaptığını iddia ettiği işyerlerinden dava dışı ... İnş.Nakliye Pet.San.Tic.Ltd.Şti.ne ait ihtilaf konusu dönem bordrolarını getirmek, bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız, davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikte tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde ... Başkanlığı, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” denilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI :
Bölge Adliye Mahkemesince “6100 sayılı HMK"nın 356. ve 359. maddeleri uyarınca feri müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, Konya 3. İş Mahkemesine ait 24/04/2018 gün ve 2016/431 Esas 2018/135 karar sayılı kararının kaldırılmasına, yerine, “davanın kabulü” ile, “davacının davalıya ait işyerinde 11/06/2012 -04/08/2013 ve 11/09/2013-18/01/2015 tarihleri arasında sosyal güvenlik destek primine tabi hizmet akdi ile çalıştığının tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
4) TEMYİZ TALEBİ :
Davalı işyeri ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından sunulan temyiz dilekçeleri ile cevap dilekçelerinde yer alan ve yargılama esnasında da aynı doğrultuda ileri sürülen beyanlar yinelenmek suretiyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
5) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dosya kapsamında; Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesi bozma ilamına karşı Bölge Adliye Mahkemesince uyma kararı verilmiş ise de bozma gereği yerine getirilmemiştir. Yargıtayın bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, Mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamı doğrultusunda davalı işyerinin iş aldığı dava dışı firmaların bordrolu tanıkları dinlenmiş ise de dinlenilen tanık beyanlarının çalışma olgusunun tereddütsüz bir biçimde ortaya konulması yönünden yetersiz olduğu aşikardır.
Yapılacak iş, davalı şirketin ihtilaf konusu dönemde ihale ile iş aldığı şirketler tespit edilerek, davalı şirketten veya bu şirketlerden her bir ihale konusu işlere ait sözleşmeleri getirtmek, adı geçen plakalı araçların trafik tescil kayıtları getirtilmiş ise de ihale konusu dönemde araçların davalı şirket adına kayıtlı olmadığı anlaşılmakla, davacının kullandığını iddia ettiği bu plakalı araçların şirkette kira ve benzeri hukuki bir ilişkiye dayanarak kullanılıp kullanılmadığını, bu araçların davacı tarafından bizzat kullanılıp kullanılmadığını araştırmak, dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız, davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikte tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde ... Başkanlığı, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK"nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.