15. Hukuk Dairesi 2018/2146 E. , 2018/1402 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, araç tamirinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının maliki bulunduğu ...plakalı aracın karıştığı kaza sonucu hasarlandığını ve işlettiği servise getirildiğini ve sigorta hasar dosyası açılarak tamir edildiğini, ve 9.024,00 TL"lik fatura düzenlendiğini, sigorta şirketi tarafından hasar ödemesi yapılmayınca kendisine de ödeme yapılmadığını ve alacağın tahsili için ... 19. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2584 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı kendisi ile davacı arasında araç tamirine ilişkin bir sözleşme olmadığını, bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacağa konu işin yapıldığı tarihe göre uygulanması gereken 818 sayılı mülgâ BK"nın 355. maddelerde düzenlenen ve konusu araç tamiri işi olan ve kurulduğu iddia olunan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır. Sözleşmeler Hukuku"nun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı,aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def"i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re"sen nazara alınmasıdır.Yukarıda yapılan açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacının kayden maliki olduğu aracı rent a car olarak faaliyet gösteren dava dışı kişilere kiraladığı, bu kişilerce kiralanan şahısların yaptığı kaza sonucu aracın hasarlandığı ve davacı şirkete ait servise tamir için bırakıldığı ve istenen alacağın ise bu tamir nedeniyle doğduğu anlaşılmış olup davacı ile davalı arasında eser sözleşmesi bulunduğu ispatlanmamıştır. Aracı tamir için servise getirenlerin davacının temsilcisi olarak hareket ettiklerine dair de bir delil bulunmamaktadır. Davacı aracın kiraya verildiğini ve bu sırada hasara uğradığını belirtmiş olup kiralanan aracın zarar görmesi halinde kiracı doğan zararı gidermekle yükümlü olacağından, davacının kiraya verdiği aracın bilgisi dışında tamir ettirilmesi nedeniyle vekaletsiz iş görme hükümlerine göre de sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle davalının araç tamiri nedeniyle doğan alacağa ilişkin sorumlu tutulmasını gerektiren hukuki bir ilişki bulunduğu ispatlanmamış olduğundan davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.