21. Hukuk Dairesi 2013/3205 E. , 2013/4627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle, 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 6111 sayılı Yasa"dan yararlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, duruşmanın 14.12.2012 günlü oturumunda tefhim edilen hüküm sonucu ile "Davacının 6111 sayılı Kanundan yararlanmaya ilişkin talebi davalı Kurum tarafından dava tarihinden sonra yerine getirilmiş olmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş, gerekçeli kararın hüküm sonucu kısmında ise "1-Davacının 6111 sayılı Kanundan yararlanmaya ilişkin talebi davalı kurum tarafından dava tarihinden sonra yerine getirilmiş olmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının süresinde müracaatı dikkate alınarak 6111 sayılı Kanundan yararlandırılması gerektiğinin tespitine, " karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298.maddelerine göre Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda, mahkemece 14.12.2012 günlü oturumda tefhim edilen hüküm sonucu ile "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş olup gerekçeli kararın gerekçe bölümü ile kısa karar uyumlu ise de gerekçeli kararın hüküm sonucu kısmında "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" ve "6111 sayılı Kanundan yararlandırılması gerektiğinin tespitine," karar verilmek suretiyle infazı mümkün olmayacak biçimde çelişkili hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre, mahkemenin davacının 6111 sayılı Yasa"dan yararlanma isteminin re"sen tefrikine karar vererek bu istemi mahkemenin yeni bir esasına kayıt ettiği, Kurumun davacının 6111 Yasa"dan yararlanma istemi doğrultusunda işlem yapması nedeniyle mahkemece "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar vermesinin doğru olduğu, Kurumun dava açılmadan önce davacının 6111 sayılı Yasa"dan yararlanma istemini hukuka aykırı bir biçimde reddetmesi nedeniyle davanın açılmasına neden olduğu anlaşılmakla davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi de doğru değildir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.