13. Hukuk Dairesi 2013/9391 E. , 2013/22490 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili avukat ... ile davalı-karşı davacı asil ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, karşı davalı ... 18. Noterliği"nin 31.08.1999 tarih ve 32427 yevmiye numaralı vekaletname ile davalıyı vekil tayin ettiğini, 24.000, 00 TL bedelli çekin tahsil etmesi için davalının 33.145, 00 TL"lik icra takibi başlattığını, karşılıksız çek keşide etmek suçundan da borçlular hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, icra takibi nedeniyle borçlunun adresine hacze gidildiğini, 10.05.2002 tarihinden sonra icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığından dosyanın işlemden kaldırıldığını, 20.08.2007 tarihinde dosyanın yenilendiğini ve yenileme isteminin 27.08.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlu..."ın takibin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile İcra Mahkemesine şikayette bulunduğunu, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, borçlu... hakkında ... 5. Asliye Ceza Mahkemesine açılan davadan onayını almaksızın vazgeçtiğini, bu nedenle alacağına kavuşamadığından maddi zarara uğrattığını belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının ihmali sonucu uğradığı 33.145, 00 TL"lik maddi zararın 28.03.2001 tarihinden itibaren yıllık %85 oranında faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı- karşı davacı, davacının tazminat talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, alacağı vekalet ücreti nedeniyle fazlaya ilişkin dava, talep ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla 5.000, 00 TL"nin faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Avukatlık Yasası"nın 40. maddesindeki "iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanarak avukata karşı ileri sürelen tazminat istekleri, bu hakkın doğumundan sonra beş yıl ve her halde o işin sona ermesinden başlayarak bir yıl sonra zamanaşımına uğrar" hükmü uyarınca ... 14. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2007/872 E. sayılı dosyasındaki icranın geri bırakılması kararının kesinleştiği 16.02.2009 tarihinde işin sona erdiği ve bu tarihten itibaren 1 yıl içinde davanın açılması gerektiği halde davanın bu tarihiden 1 yıl 7 gün sonra açıldığı anlaşıldığından, asıl davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, karşı davanın ise; davalı-karşı davacı avukatın icra takibini takipsiz bıraktığı ve ceza dosyasındaki şikayetinden vazgeçtiği sırada davacı-karşı davalının talimatı doğrultusunda davrandığını ispatlayamadığı, T.T.K.nun 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme davasının da çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmadığı, davacı-karşı davalının alacağını tahsil imkanı kalmadığı ve karşı davacı avukatın görevini Avukatlık Yasası"nın 34. maddesine uygun olarak yerine getirmediği ve karşı davalının azilde haklı olduğu, karşı davacının avukatlık ücreti talep etme hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı-karşı davalı, 24.000, TL bedelli çekinin icra kanalıyla tahsili için davalı avukata vekalet verdiğini, davalı avukatın görevini kötüye kullanması nedeniyle alacağına kavuşmadığından bahis ile uğradığı zararın tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı-karşı davacı, vekalet görevini layıkıyla yerine getirdiğini savunmuş, karşı dava ilede avukatlık vekalet ücretinin tahsilini istemiştir.Mahkemece, asıl davanın zamanaşımından , karşı davanın ise esastan reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı tarafından yapılan suç duyurusu üzerine, ... Ceza Mahkemesinde “görevi kötüye kullanmak” suçundan açılan ceza davasında, 27.3.2012 tarihli kararla davalı avukatın cezalandırılmasına karar verilmiş, dosyanın temyiz edildiği halen temyiz aşamasında olduğu görülmüştür.Davalı-karşı davacı avukatın, iş bu davanın dayanağı olan eyleminin, Türk Ceza Kanununa göre “görevin kötüye kullanılması” niteliğinde olup, suç teşkil ettiği görülmektedir. Borçlar Kanununun 60/II.maddesinde "....şu
kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruruzamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruruzaman tatbik olunur...." denilmek suretiyle zamanaşımı süresi için Ceza Kanununa atıfta bulunulmuş olup, anılan hükme göre, tazminat davasının, ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi, cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde, ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıktır. Kaldı ki bu maddenin uygulanması için, ceza davasında tazminat istenmesi gerekmediği gibi, eylemi işleyen hakkında ceza davası açılmış olması ya da mahkumiyet kararı verilmiş olması da gerekli değildir. Sadece eylemin suç niteliğini taşıması yeterlidir. O halde olayda ceza zamanaşımı süresi dolmamış olduğundan mahkemece, işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalı-karşı davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, peşin alınan 36.80 TL. temyiz harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.