20. Hukuk Dairesi 2013/6056 E. , 2013/12300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 10.06.2009 günlü dilekçesinde .... Köyü, özel ifraz sonucu oluşturulan 53 ada 6 sayılı parselin 2/B madde uygulaması ile orman niteliğini kaybetmiş olması nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiası, ile tapu kaydının iptalini Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tescil tarihi olan 02/05/1940 tarihi itibariyle davacının davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 29/05/2012 gün 2012/6471 - 8238 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Davacı Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gibi, hak düşürücü sürenin geçtiği de ileri sürülemeyeceğinden (H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101, 05.05.1999 gün ve 1999/1-302 -258, 05.05.1999 gün ve 1999/1-304 -260, 30.06.1999 gün ve 1999/1-544-561, 22.03.2000 gün ve 2000/1-209-180, 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97, 09.06.2004 gün ve 2004/1-335-354, 7. H.D."nin 09.12.2006 gün ve 2006/4206-4268, 14. H.D."nin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034 ve 20. H.D."nin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları) mahkemece işin esası incelenerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir (H.G.K."nun 08.06.2011 gün ve 2011/1- 361 E. - 2011/390 sayılı kararı).
Diğer taraftan; 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet Ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/02/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun
bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davlardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu 53 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 10.12.1940 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması 07.07.1977 tarihinde ilân edilmiş, yapılan itirazlar incelenerek taşınmazın önceki zilyedinin yaptığı itiraz reddedilmiş, sonuçları 30.11.1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiş, buna karşı bir dava açılmamıştır. Bu işlemlerden sonra, yörede 2896 sayılı Kanuna göre 08.11.1985 tarihinde 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 27.02.1989 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşmiş, bundan sonra çekişmeli taşınmazın tapu kaydına 13.06.1995 tarihinde 2/B madde şerhi konulmuş, taşınmazın önceki zilyedi olan davacı ... tarafından 2/B şerhinin iptali istemiyle ... Asliye hukuk mahkemesine dava açılmış ve ilgili mahkemenin 26/09/2006 gün 2006/7 - 256 sayılı kararıyla davacı ...’ın davasının reddine karar verilmiş ve verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/02/2007 gün ve 2006/17428 - 2007/1312 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir." hükümlerinin yer aldığı, somut olayda, Hazine tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine göre 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinin uygulanacağı ve buna göre; Hazinenin açılan davadan vazgeçmiş sayılacağının kanunun âmir hükmü gereği olduğu, buradaki vazgeçmenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "davadan feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı kendine özgü (davanını geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması ve 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca sonuçlandırılan davada, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davalı lehine 1320.- TL vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinde yazılı "davacının davasının reddine" ibaresi hükümden çıkarılarak, yerine "Hazinenin 6292 sayılı
Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" cümlesi ile hükmün vekâlet ücretine ilişkin üçüncü bendinin kaldırılarak, yerine "3- Her iki taraf leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 26/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.