Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2306
Karar No: 2019/3876
Karar Tarihi: 20.05.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2306 Esas 2019/3876 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak başka bir firmada çalışmaya başladığını ve bu durumun taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, cezai şartın tahsil edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Bölge adliye mahkemesi, bu kararı onamıştır. Ancak, Yargıtay, davalının işverenin üretim sırlarına nüfuz edebilecek işle uğraştığını belirterek, rekabet yasağı kaydının geçerli olacağına karar vermiştir. Bu sebeple, bölge adliye mahkemesi kararı bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 ve 6101 sayılı TBK'nın 4 ve 444/2 maddeleridir.
11. Hukuk Dairesi         2018/2306 E.  ,  2019/3876 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/1171 Esas 2017/424 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/620-2018/227 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
    dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının müvekkili şirket nezdinde 09.02.2007-12.02.2014 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesiyle hat sorumlusu olarak çalıştığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı tarafından 12.02.2014 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini ve davalının fesihten kısa bir süre sonra aynı sektörde faaliyet gösteren bir firmada çalışmaya başladığını, bunun taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık oluşturduğunu zira davalının taraflar arasındaki sözleşmeyle, 2 yıl süreyle aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmamayı taahhüt ettiğini, davalının davacıya ait iş yerindeki hat sorumlusu pozisyonu hasebiyle davacı şirketin iş ve üretim sırları ile müşteri çevresi gibi hususlarda bilgi sahibi olduğunu, bu bilgilerin rakip firmada kullanılmasından davacı şirketin zarar göreceğini ileri sürerek, 10.000,00 Euro cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmedeki görev tanımına göre davalının, kendisine iş yerindeki uzmanlardan gelen bilgiye göre hareket ettiği, görevinin, karışımların doğru hazırlandığını, üretim esnasında arıza olup olmadığını, üretilen ürünlerin kendisine verilen talimatlara göre paketlenip paketlenmediğini kontrol etmek ve makinelerin temizliğini yapmak ile herhangi bir sıkıntı halinde ilgili uzman kişiye haber vermekten ibaret olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan iş gerekliliklerini gösterir belgede söz konusu işi yapacak kişinin, teknik lise mezunu olması şartının arandığı, davalının ise ilkokul mezunu olduğu, gerek iş yerindeki pozisyonunun gerekse de eğitiminin davacı şirkette çalıştığı sırada işverenin üretim sırlarını öğrenmesini mümkün kılmadığı, taraflar arasındaki rekabet etmeme yasağının yer bakımından Marmara ve Ege Bölgeleri ile süre bakımından ise 2 yılla sınırlandırıldığı, işin türü bakımından ise herhangi bir sınırlama öngörülmediği, coğrafi sınırlama ve süre bakımından getirilen sınırlama ile rekabet yasağına tabi olan işin türü bakımından bir sınırlama getirilmemesi birlikte değerlendirildiğinde, rekabet sözleşmesinin davalı işçinin ekonomik geleceğini ortadan kaldıracağı, anayasal çalışma hürriyetine aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davanın reddine karar karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak, 30.994.- TL üzerinden harcı yatırılarak açılmış bir davanın esastan reddi karşısında, karar tarihindeki AAÜT esas alınarak bu tutar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan davalı vekiline vekalet ücreti takdirine ilişkin 4.bendinin HMK 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına; bu hususta yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle,"Davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından 3.719,28 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine" karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-) 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesiyle, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar vereceği düzenleme altına alınmıştır. Zikredilen Yasa hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince, istinaf istemi gereği incelenen kararların bir bütün olarak değerlendirilmesi ve kararın herhangi bir sebeple düzeltilmesi gerektiğine hükmedildiğinde ise ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılarak esas hakkındaki tüm hükmün yeniden kurulması gerekmektedir. Aksi hal, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK 297.maddesin aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Belirtilen sebeplerle, bölge adliye mahkemesince, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının kabulü neticesinde ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılıp, esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, ilk derece mahkemesi kararının sadece vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının re’sen bozularak kaldırılmasını gerektirmiştir.
    2-) Kabule göre de, dava, davalı işçinin, rekabet etmeme sözleşmesine aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkin olup, bölge adliye mahkemesince davalının, iş yerindeki pozisyonu ve eğitimi itibariyle davacının üretim sırlarına nüfuz etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yönü hedefleyen istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 4. maddesine göre somut olaya uygulanması gereken TBK’nın 444/2 maddesi, “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmünü haizdir. Anılan Yasa hükmüne göre, rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için aranan tek şart hizmet ilişkisinin işçiye işverenin üretim sırlarına nüfuz etme imkanı sağlaması olmayıp, yapılan işin işçiye işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlaması halinde dahi rekabet yasağı kaydının geçerli olacağı kabul edilmektedir. Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davalının davacıya ait iş yerinde hat sorumlusu olarak çalışmış olduğu, iş tanımına göre, işverence üretilen formüllerin doğru olarak uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek gibi görevlerinin bulunduğu, davalı işçi tarafından yapılan işin işverenin üretim sırlarına nüfuz etme imkanı sağlamaya elverişli olduğu gibi, yapılan işin niteliği hakkında da bilgi edinmeye imkan sağladığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, aksi yöndeki kabul doğru görülmemiş, hükmün anılan sebeple de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi