12. Ceza Dairesi 2020/569 E. , 2021/6751 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.290,00 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 06.09.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat talebinin dayanağı olan Doğubeyazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/224 esas 2011/78 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yağma suçundan 07.09.2010- 05.04.2011 tarihleri arasında 212 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 18.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 20.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 4.290 TL maddi ve 5.750 TL manevi tazminatın tutuklanma alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede; nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve nedene dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; Hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeli karar başlığında, ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" olan dava türünün ""Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi"", ""18.08.2015"" olan dava tarihinin ise ""31.08.2015"" olarak yazılması, gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 4.290,00 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminatın tutuklanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmakla;
Kabul ve uygulamaya göre, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;
1-Davacının manevi tazminat için işletilecek faizin başlangıç tarihi olarak tutuklanma tarihini talep etmiş olmasına karşılık; 07.09.2010 olan tutuklama tarihinin 06.09.2010 olarak yazılması,
2-05/08/2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 5271 sayılı CMK"nın 142/9. maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınmadan, bu aralıkta hesaplanan vekalet ücretine nisbi yerine maktu olarak hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının faiz başlangıç tarihi olarak gösterilen (2) numaralı paragrafta yer alan "06.09.2010" ile davacı lehine vekalet ücreti takdir edilen (3) numaralı paragrafta yer alan "maktu" ibarelerinin çıkartılarak, yerlerine sırasıyla "07.09.2010" ve "nisbi" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.