Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9599 Esas 2010/919 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/9599
Karar No: 2010/919
Karar Tarihi: 02.02.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9599 Esas 2010/919 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkin davada, taşınmazın satılması halinde bütünleyici parça (muhdesat) varsa, bunların arzla birlikte satılması gerektiğine duyarsızlık, ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa, bu artışın belirlenmesi gerektiğinde hüküm vermiştir. Taraflar arasında ittifak sağlandığına göre, bina ve zemin değerleri ayrı ayrı hesaplanarak binalar yönünden ait oldukları kişi lehine oran kurulması gerektiğine karar verilmiştir. Ancak bilirkişi raporu oran yönünden hatalı olduğundan, mahkemece yanlışlığın neden kaynaklandığının belirlenmesi ve tekrar oran hesabı yaptırılması gerektiğine hükmedilmiştir. Sonuç olarak, davanın temyiz edenin lehine bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: HUMK'nun 428. maddesi.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/9599 E.  ,  2010/919 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazın satılarak ortaklığının giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazın üzerinde üç adet bina bulunduğu bu binalardan bilirkişi raporunda A0 ve A1 olarak gösterilen binalarının davalıya A2 olarak gösterilen binanın ise davacılara ait olduğu konusunda herhangi bir çekişme bulunmamaktadır. Bu konuda taraflarca ittifak sağlanmıştır. Nitekim mahkemece yapılan keşif neticesi alınan bilirkişi raporunda da bina ve zemin değerleri ayrı ayrı hesaplanarak binalar yönünden ait oldukları kişi lehine oran kurulmuştur. Ne varki bilirkişi raporu oran yönünden hatalı olup paylar toplamı 101.3"e tekabül etmektedir. Bu durumda mahkemece dosyanın tekrar bilirkişiye tevdi ile bu yanlışlığın neden kaynaklandığı belirlenerek yukarıdaki esaslar dairesinde tekrar oran hesabı yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.