Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7976
Karar No: 2013/12299

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/7976 Esas 2013/12299 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2013/7976 E.  ,  2013/12299 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava konusu ...Köyü 848, 851, 748, 749, 750, 751, 752, 753, 747, 766, 767 ve 760 parsel sayılı taşınmazlar, arsa niteliği ile davalı ... adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacılar, kazandırıcı zamanaaşımı zilyetliğinin yararına oluştuğu iddiasıyla, taşınmazların tapu kaydının iptali adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların imar planı içersinde bulunması ve bu tür yerlerin imar ihya yolu ile kazanılmasının mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25/10/1993 tarih 1992/8579 - 1993/10645 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Nizalı taşınmazların 753/B, 848 ve 851/M ile işaretli bölümlerin kuru ziraat yapılan tarım arazisi olup, bu yerlerde ihya işlemi yapılmadığından ve bilirkişi ve tanıklar öncesinin murise ait iken ölümden itibaren davacı tarafından tasarruf edildiğini beyan ettiklerine göre, bu bölümle ilgili delillerin açıklandığı şekilde değerlendirilmesi bu bölümler dışında kalan ve krokide sarı renkle taralı olan yerlerin ise taşlık ve kayalık olup tarıma elverişli bulunmadığı uzman bilirkişi tarafından belirtildiğine göre bu nitelikteki yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunup zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisaplarının mümkün olmayacağını düşünülmesi gerekir. Ayrıca, bilirkişi ve tanıklara taşınmazların muristen intikal ettiğini beyan etmişler ise ve taksimden bahsedmediklerine göre, davacıdan murise ait veraset ilâmı istenerek ölüm tarihi itibariyle tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tâbi ise davacı dışında kalan bütün mirasçıların davaya dahil edilmeleri veya usûlüne uygun muvafakatlarının alınması veya Medenî Kanunun 581.maddesi uyarınca terekeye mümessil tayin edilerek temsilci huzurunda davaya dahil olunması ve bu şekilde dava şartlarında yerine getirlmesi gerekir, eksik inceleme ile ve yanlışa düşülerek hüküm verilmiş olması isabetsiz olduğu"na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 16/03/1989 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1964 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    1) Davacı gerçek kişiler vekilinin 753/B, 851/M ve 848 parseller dışında kalan taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre ve 753/B, 851/M ve 848 parseller dışında kalan taşınmazlar yönünden, mahkemece yapılan keşif, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile uzman bilirkişi raporları doğrultusunda, davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının bulunmadığı belirlenerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacı gerçek kişiler vekilinin 753/B, 851/M ve 848 parsel nolu taşınmazlar yönünden ve Orman Yönetiminin tüm taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden; mahkemece, çekişmeli taşınmazların 20 yıllık malik sıfatıyla zilyetlik koşulunun tapu tesis tarihinde sürenin kesilmesi sebebiyle oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
    Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda eski tarihli memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafı kullanılmadığı gibi elle boyama tahdit haritası kullanılarak denetime elverişli olmayan ve eksik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    O halde; mahkemece, öncelikle taşınmazların bulunduğu yeri komşuları ile birlikte gösteren kadastro pafta fotokopi örneği ile yörede yapılan orman kadastro çalışmalarına ait işe başlama, çalışma, işi bitirme, askı ilân tutanakları ve orman kadastro haritası, ayrıca komşu taşınmaz tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgeler ilgili yerlerden getirtilmeli, bir fen elemanı, bir uzman orman mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazların hem orman kadastro haritasındaki hem de en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planındaki konumları belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesine göre orman içi açıklığı olup olmadığı düşünülmeli, taşınmazlar orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığı takdirde,taşınmazların orman tahditi dışında bırakılmı tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı ve öncesi orman olan bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılamıyacağı gözetilerek davacı gerçek kişilerin davasının redine karar verilmeli,taşınmazlardan 753/B, 851/M ve 848 nolu parsellerin orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığı takdirde ise davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığı takdirde bu kısımlar yönünden kabul edilmesi gerektiği gözetilmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilerek eksik araştırma, incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişiler vekilinin 753/B, 851/M ve 848 parseller dışında kalan taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişiler vekilinin 753/B, 851/M ve 848 parsel nolu taşınmazlar yönünden ve Orman Yönetiminin tüm taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden  hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 26/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi