Esas No: 2021/2063
Karar No: 2021/1521
Karar Tarihi: 22.03.2021
Danıştay 12. Daire 2021/2063 Esas 2021/1521 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2063
Karar No : 2021/1521
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …'i temsilen … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kars Devlet Hastanesinde ebe olarak görev yapan davacının, Kafkas Üniversitesi, Kars Meslek Yüksekokulu, Tıbbi Laboratuvar Önlisans Programından mezun olması üzerine, önlisans düzeyinde ödenen parasal haklarının, mezun olduğu bölümün mesleki bir üst öğrenim olmadığından bahisle 2010 yılı Ocak ayından itibaren kesildiğini, bunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, parasal haklarının yeniden önlisans öğrenim durumu dikkate alınarak ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay 12. Dairesi'nin 21/03/2019 tarih ve E: 2018/8002 K: 2019/2209 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında ebe olarak görev yapan davacının mezun olduğu Kafkas Üniversitesi, Kars Meslek Yüksekokulu, Tıbbi Laboratuvar Önlisans Bölümünün, davacının mesleği ile ilgili bir üst öğrenim olduğu anlaşılmakta olup, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının, ilk eksik ödemenin yapıldığı 2010-Ocak ayından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin tesis tarihi itibarıyla Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının görüşünün, tıbbi laboratuvar ve laboratuvar bölümlerinin, ebeler için üst öğrenim kabul edilmemesi yönünde olduğu, dolayısıyla, işlemin yürürlükteki mevzuata uygun olarak tesis edildiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden, bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmını bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın, "dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının, ilk eksik ödemenin yapıldığı 2010-Ocak ayından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesinin kabulüne" ilişkin (2) numaralı hüküm fıkrasına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa, Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarında düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Bilindiği üzere faiz; bir işlem nedeniyle hakları ihlal edilen ilgililerin, bu işlem nedeniyle uğradıkları parasal kayıplarının veya yoksun kaldıklarını öne sürdükleri mali haklarının gecikerek ödenmesi ya da hiç ödenmemesi durumunda, bu gecikmeden doğacak zararı karşılayan bir meblağ olup, bu niteliği itibariyle yasal faiz, asıl alacağa bağlı fer’i bir alacak niteliğindedir.
Bir idari işlem veya eylemden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak;
a) İdareye başvuru var ise, bu başvuru tarihinin;
b) İdareye başvuru yok ise, davanın açıldığı tarihin;
c) Önce, yalnızca idari işlemin iptaline yönelik iptal davası açılması ve işlemin iptaline karar verilmesini takiben yasal süresi içerisinde iptale dayalı olarak tam yargı davası açılması durumunda, ilk davanın (iptal) açıldığı tarihteki başvuru tarihinin; başvuru yok ise, anılan (iptal) davasının açıldığı tarihin;
esas alınması gerektiği, istikrar kazanmış Danıştay İçtihatlarıyla kabul edilmektedir.
Buna karşın, temyize konu kararda, tazminine hükmedilen parasal hakların yasal faizinin başlangıç tarihi olarak, davacının idareye başvuru tarihi olan 03/01/2011 yerine, ilk eksik ödemenin yapıldığı belirtilen 2010-Ocak ayı esas alınmış ve davacının yoksun kaldığı parasal hakların 2010 Ocak ayından itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
Temyize konu karardaki yasal faizin başlangıç tarihine yönelik bu yanlışlık, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğundan, İdare Mahkemesi kararının (2) numaralı hüküm fıkrasının, "Dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, idareye başvuru tarihi olan 03/01/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. ... İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, "Dava konusu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının ilk eksik ödemenin yapıldığı 2010-Ocak ayından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesinin kabulüne," yolundaki (2) nolu hüküm fıkrasının, "Dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, idareye başvuru tarihi olan 03/01/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.