11. Hukuk Dairesi 2020/1012 E. , 2020/5169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 15.02.2017 tarih ve 2015/432 E- 2017/40 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 29.11.2019 tarih ve 2018/1705 E- 2019/1209 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 2014/45881 numaralı "ÖRÜMCEK AĞI" ibareli, 10. ve 44. sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun Markalar Dairesi Bşkanlığı tarafından, işaretin ayırt edici olmadığı, vasıf bildirici olduğu ve ticaret alanında herkesin kullanımına açık adlandırmalardan bulunduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7./1-a,c maddesi uyarınca reddine karar verildiğini, müvekkilinin itirazı sonucunda YİDK"nın 2015/M-6465 sayılı kararıyla nihai olarak başvurunun 10. sınıftaki "cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar" ile 44. sınıftaki "tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri" bakımından reddedildiğini, müvekkilinin estetik cerrah olduğunu, müvekkilinin tıp dünyasında "Thereadlift" tekniği olarak bilinen, ancak piyasada yaygın olarak kullanılmayan bir yöntemi "ÖRÜMCEK AĞI" altında uygulamaya başladığını, ameliyatsız cilt germe olarak adlandırılabilecek bu yöntemin ve adın müvekkili ile özdeşleştiğini ve marka haline geldiğini, örümcek ağı ibaresinin anılan ürünler için vasıf bildirmediğini, ayırt ediciliğinin bulunduğunu, kaldı ki anılan işaretin kullanımla ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek davalı TPMK YİDK kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, "ÖRÜMCEK AĞI" ibaresinin sunulan ürün ve hizmetlerin vasfına işaret ettiğini, ameliyatsiz yüz gerdirme tekniğinin adı olduğunu, ülkemizdeki estetik kliniklerde bu ismin oldukça yaygın biçimde kullanıldığını, bu sebeple herkesin kullanımına açık bulunduğunu, işaretin başvuru kapsamındaki reddedilen ürün ve hizmetleri başka teşebbüslerinkinden ayırt etme koşulunu sağlayamayacağını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma,bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; "ÖRÜMCEK AĞI" ibaresinin bir bütün olarak "ameliyatsız cilt germeyi sağlayan yöntemin" adı olduğu, yargılama konusu 10. sınıftaki "cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar" ile 44. sınıftaki "tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri" ürünlerinin alıcı ve yararlanıcılarının uzman doktorlar ve medikal sektöründe çalışan uzmanlar ile bu hizmetlerden yararlanacak olan halktan kişiler olduğu, bir işaretin olası anlamlarından en az birisinin marka kapsamında bulunan mallara veya hizmetlere ilişkin karakteristik özellik belirtmesi durumunda, marka olarak tescil edilmemesinin gerektiği, bu sebeple başvuru konusu işaretin anılan mal ve hizmetler bakımından tescilinin mümkün olmadığı, bu mal ve hizmetler için somut olarak ayırt edicilik vasfı bulunmadığından, başvurunun 556 sayılı KHK’ nin 7. maddesinin a, c ve d bendi hükümleri gereğince reddinin gerektiği, itiraz aşamasında sunulmayan kullanımla ayırt edicilik vakıasının yargılama aşamasında incelenmesinin de mümkün olmadığı, mahkemenin de bu sebebin var olup olmadığını resen tahkik etme yetkisinin bulunmadığı, başvurunun aynısının veya benzerinin davacı adına Avrupa Fikri Mülkiyet Ofisi"nde tescilli olmasının işbu yargılama konusu işaretin tescilini sağlamasına olanak vermeyeceği, buna karşın başvuru konusu işaretin, kapsamındaki 10. sınıftaki "diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar" ürünleri için sözkonusu ibarenin doğrudan doğruya ve derhal ürün ve hizmetlerin bir niteliğini, cinsini ve çeşidini belirtmediği, ortalama alıcıları nezdinde ayırt etmeyi sağladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK"nın 2015/M-6465 sayılı kararının, başvuru kapsamındaki "10. sınıftaki diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar" bakımından davacı itirazının reddi yönünden iptaline, sair yönden ("10.sınıftaki cerrahi ve tıbbi alet, cihaz ve mobilyalar" ile "44.sınıftaki tıbbi hizmetler, güzellik bakımı hizmetleri" bakımından) iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; "ÖRÜMCEK AĞI" ibaresinin soyut ayırt ediciliğinin bulunduğu, dolayısıyla 556 sayılı KHK"nın 7/1-a maddesi uyarınca marka olarak tescil edilebilecek işaretlerden olduğu, başvurunun reddedildiği tüm sınıflar yönünden tanımlayıcı bulunduğu ve vasıf bildirdiği, dolayısıyla 556 sayılı KHK"nın 7/1-c maddesi uyarınca, marka olarak tescil edilebilirlik koşulunu taşımadığı, kullanımla ayırt edicilik iddiasının yargılama aşamasında ileri sürülebilmesi ve incelenebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nın 353/1-b.2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.