Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/7870 Esas 2019/9167 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7870
Karar No: 2019/9167
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/7870 Esas 2019/9167 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin borçlu bir belediyenin banka hesaplarına konulan hacizleri kaldırılmasına karar vermesi, bu kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay'ın kararının bozulması üzerine dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karara göre, Anayasa Mahkemesi'nin belediye kanununa ilişkin iptal kararı borçlunun haczi kabil mallarını bildirmesi için süre verilmesine gerek olmadığını belirtmektedir. İlk derece mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli görülmemiş ve belediyenin banka hesapları üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması istenmiştir. İİK'nun 364/2. maddesi ile uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 373/1. maddesi işin esasının yeniden incelenmesini gerektirmektedir. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasal düzenlemeler de detaylı ve açıklayıcı bir şekilde verilmiştir:
- 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin \"..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır\" ibaresi ile ikinci cümlesinin \"...veya kamu hizmetlerini aksatacak
12. Hukuk Dairesi         2018/7870 E.  ,  2019/9167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu ..., haklarında başlatılan örnek 4-5 ilamlı icra takibinde; mal, hak ve alacaklarına haciz konulmasının kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, konulan hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin (10/09/2014 gün ve 6552 sayılı kanunun 121. maddesi ile eklenen ve Anayasa Mahkemesinin 17/06/2015 tarih ve 2014/194-2015/55 sayılı, Resmi Gazetenin 26/06/2015 tarih ve 29398 sayısında yayınlanan bazı sözcüklerin iptaline ilişkin kararından sonraki) son fıkrasında; "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak şekilde yapılamaz" hükmünün yer aldığı, bu durumda haczi kabil mallar için öncelikle uygulanması gereken bir madde olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf talebinin reddedildiği, kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Borçlu belediyenin şikayetinde; 5393 sayılı Yasanın 15. maddesi, 2560 sayılı yasanın 27. maddesi ve İİK’nun 82. maddesi gereği banka hesaplarının haczedilemez olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir.
    Anayasa Mahkemesi"nin 17.06.2015 tarih ve 2014/194 E.-2015/55 K. sayılı, Resmi Gazete"nin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayımlanan kararı ile; 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun"un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin "..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır" ibaresi ile ikinci cümlesinin "...veya kamu hizmetlerini aksatacak.." ibaresinin ve ayrıca 6552 sayılı Kanun"un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
    Tüm bu yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçluya haczi kabil mallarını bildirmesi için süre verilmesi gerekmediği gibi, esasen bu durum da sonuca etkili değildir.
    İlk derece mahkemesince haczedilmezlik şikayetinin esası incelenmiş ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmakla, belediyenin banka hesapları üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK"nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 28/11/2017 tarih ve 2017/1493 E. - 2017/1860 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19/01/2017 tarih ve 2016/228 E. - 2017/87 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2019 gününde oy çokluğuya karar verildi.

    karşı oy yazıları:

    5393 Sayılı Kanunun 15. maddesine, 6552 Sayılı Kanunun 121. maddesi ile eklenen "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal göstermesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz" hükmünün "...ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır" şeklindeki bölümü ile "...veya kamu hizmetlerini aksatacak..." şeklindeki bölümü Anayasa Mahkemesi"nin 17.06.2015 tarih ve 2014/194 Esas 2015/55 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup, fıkradaki; "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal göstermesi istenir..." hükmü iptal kararı dışında olmakla geçerliliğini muhafaza etmektedir. Bu durumda, maddede belirtilen prosedür yerine getirilmeden borçlunun mallarının haczi mümkün değildir.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı yerinde olup, kararın onanması gerektiği görüşündeyiz. 27/05/2019


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.