BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/902 Esas 2019/163 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/902
Karar No: 2019/163
Karar Tarihi: 13.02.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/902 Esas 2019/163 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/163 sayılı kararı, bir ticari şirketin yöneticisinin sorumluluğu kapsamında tazminat talebi ve ortaklıktan çıkarma talebine ilişkindir. Davacı şirket, davalı yönetici tarafından şirketin zarara uğratıldığını iddia etmiş ancak mahkemece, yapılan incelemelerde davalının bu iddiaları destekleyecek herhangi bir delil sunulmadığı belirlenmiştir. Ayrıca şirket ortaklığından çıkarma için de yasal haklı bir nedenin bulunmadığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak, ispatlanamayan davanın reddedilmesine karar verilmiştir.Kanun maddeleri:
- Türk Ticaret Kanunu'nun 644/1-a ve 553/1 maddeleri: Bir yöneticinin, yönetim işleriyle ilgili kurala aykırı davranması veya kusuru sebebiyle şirkete verdiği zararlar nedeniyle tazminat talep edilebileceği hükümlerini düzenler.
- Türk Ticaret Kanunu'nun 616/1-h maddesi: Şirket ortağının, şirketin yararına olan bir neden olmadıkça genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkarılması gerektiğine dair hükmü içerir.
T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/902 Esas
KARAR NO : 2019/163
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticinin Sorumluluğu Kapsamında Tazminat - Ortaklıktan Çıkarma)
DAVA TARİHİ : 11/10/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/02/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 11/10/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aile şirketi olarak kurulduğunu, halen şirketin faal olduğunu, davalı ...'nın şirket müdürü olarak görev yaptığı dönemde şirketle ilgili işlemleriyle şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle tespit edilecek zararın davalıdan tahsili ile ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, öncelikle müvekkilinin şirket ortağı olarak ortaklıktan çıkartılabilmesi için genel kurulda karar alınması gerektiğini, bu gündemle yapılan toplantıda karar alınamadığını, bu nedenlerle müvekkilinin ortaklıktan çıkartılmasının istenemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin yönetici olarak eylem ve işlemleri kapsamında şirkete herhangi bir şekilde zarara uğratmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte davacı şirketin kayıtları üzerinde bilirkişi ..... marifetiyle yaptırılan inceleme sonucunda; bilirkişi düzenlemiş olduğu 13/11/2018 tarihli raporunda "davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ibraz edilmek suretiyle yapılan incelemede 2011-2014 yılı ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfının bulunmadığı, belirtilen dönem itibariyle davalının şirketten 3.028.281-TL tutarında para çektiği, davalının kusurlu veya kasıtlı davranışları nedeniyle şirketi zarara uğrattığına ilişkin herhangi bir tespitin yapılamadığı, yerinde incelemede bu iddiaları destekler bilgi, belge ve delil sunulmadığı, davalının davacı şirkete ait herhangi bir mal varlığını kendine mal edinmediğini" teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekiline 14/03/2018 tarihli oturumda talep edilen tazminat miktarıyla ilgili açıklayıcı beyanda bulunmak üzere kendisine süre verildiği; davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 15/03/2018 tarihli beyan dilekçesinde HMK 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000-TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiş ve 10.000-TL maddi tazminat üzerinden eksik harç ikmal edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından davalı aleyhine şirket yöneticisi olduğu dönem itibariyle TTK 644/1-a maddesi yollamasıyla TTK 553/1 maddesi gereğince eylem ve işlemlerinden dolayı şirketi zarara uğrattığından bahisle tazminat davası açtığı, yasal düzenlemeye göre davalı tarafın kusurlu hareketleriyle şirketi zarara uğrattığını davacı tarafın ispatlaması gerektiği, dosyaya sunulan bilirkişi .... tarafından düzenlenen 13/11/2018 tarihli raporda da belirtildiği üzere davalı tarafın yönetici sıfatıyla davacı şirketi zarara uğrattığına ilişkin herhangi bir tespitin yapılamadığı, davalının şirkete ait herhangi bir mal varlığını kendine mal edindiğine ilişkin tespitin de mevcut olmadığı, bu bağlamda davacı tarafın, davalının eylem ve işlemleriyle şirketi zarara uğrattığı hususunu kanıtlayamadığı, ayrıca davalının şirket ortaklığından çıkarılması için herhangi bir haklı nedenin bulunmadığı, kaldı ki şirket ortaklığından çıkarılmasıyla ilgili TTK 616/1-h maddesi gereğince genel kurulda alınmış kararın da mevcut olmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 29,20-TL + 171,00-TL tamamlama harcından, 44,40 - TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 155,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT'ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2019
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır
