Esas No: 2022/2285
Karar No: 2022/7049
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2285 Esas 2022/7049 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Televizyon kanalındaki bir programda yapılan yayın nedeniyle ilgili kişinin kişilik haklarının ihlal edildiğine dair yapılan başvurunun Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddi, yapılan itirazın da reddi üzerine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen kanun yararına bozma istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelenmiştir. İhbarnamede belirtilen kanun maddelerine göre, mahkemenin görevsizliğine karar vermesi gerektiği, ancak kararın yanlış olduğu tespit edilerek kararın kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanunlar: 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun.
"İçtihat Metni"
... Tv adlı televizyon kanalında "..." isimli programda 20/09/2021 tarihinde yayınlanan içerik nedeniyle ilgilisi ... vekili tarafından yapılan kişilik haklarının ihlal edildiğinden bahisle cevap ve düzeltme metninin yayınlanması talebinin reddine dair ... Sulh Ceza Hakimliğinin 30/09/2021 tarihli ve 2021/5690 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hakimliğinin 06/10/2021 tarihli ve 2021/5488 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 10.12.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2022 tarihli ve KYB. 2021/155945 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un "düzeltme ve cevap hakkı" başlıklı 18. maddesinde yer alan, "(1) Gerçek ve tüzel kişiler, kendileri hakkında şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması hâlinde, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek kaydıyla, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar. Düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayınına ara verildiği durumlarda, düzeltme ve cevap hakkı, yedi günlük süre içinde anılan programın yayın saatinde kullandırılır. Düzeltme ve cevapta, buna neden olan yayın belirtilir. (2) Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirtilen süre içinde yayınlanmaması hâlinde bu sürenin bitiminden; birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayınlanması hâlinde düzeltme ve cevabın yayınlandığı tarihten itibaren on gün içinde ilgili kişi, mahkemeden cevap ve düzeltmenin birinci fıkra hükümlerine uygun olarak yayınlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde ... Sulh Ceza Mahkemesidir. (3) Sulh ceza hâkimi, istemi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı tebliğden itibaren yedi gün içinde yetkili asliye ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Asliye ceza mahkemesi itirazı üç iş günü içinde inceleyerek kesin karara bağlar... (7) İlgili kişi birinci fıkrada belirtilen cevap ve düzeltme hakkını, aynı süreler içinde doğrudan sulh ceza mahkemesinden isteyebilir." şeklindeki,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "İtiraz usulü ve inceleme mercileri" başlıklı 268. maddesinde yer alan, "(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır..." şeklindeki,
5271 sayılı Kanun'un "Karar" başlıklı 271. maddesinde yer alan, "(1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafii veya vekil dinlenir. (2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir..." şeklindeki,
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la değişik "Sulh ceza hâkimliği" başlıklı 10. maddesinde yer alan, "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur..." şeklindeki,
5235 sayılı Kanun'un 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la değişik "Asliye ceza mahkemesinin görevi" başlıklı 11. maddesinde yer alan, "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte nazara alındığında,
Somut olayda, Sulh Ceza Hakimliğini bir işe veya itiraza bakmakla yetkili kılan usul hükümlerinde, 6112 sayılı Kanun'un 18. maddesinde yazılı ve halen yürürlükte olan "düzeltme ve cevap kararı" ve buna dair "itiraz" usulüne ilişkin bir değişiklik öngörülmediği, keza Kanun'un ilgili maddesinin özel bir yetki ve başvuru usulünü öngörmekte olup halen yürürlükte olduğu, bu itibarla, radyo ve televizyon yayınları nedeniyle tekzip ve cevap talebiyle başvuran ve başvurusu sulh ceza hakimliği tarafından reddedilen ilgilisi tarafından yapılan itirazın 6112 sayılı Kanun'un 18. maddesinde yer alan özel usul hükümlerine göre asliye ceza mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Hakimliğinin 06.10.2021 tarih, 2021/5488 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 07.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.