2. Hukuk Dairesi 2014/8957 E. , 2014/19491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bakırköy 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ :26.12.2013
NUMARASI :Esas no:2012/664 Karar no:2013/1070
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (kadın) tarafından tamamına yönelik olarak; davacı (koca) tarafından ise, katılma yoluyla, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile kendisinin talep ettiği tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmiş, diğer taraf vekili de, temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuştur (HUMK. m.433/2). Hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafın, temyize cevap dilekçesindeki temyiz itirazlarının incelenebilmesi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gün içinde cevap verilmesi halinde mümkündür (HUMK. m. 433/2). Aksi halde, süresinden sonra verilen cevap dilekçesindeki temyiz itirazları dikkate alınamaz davalı kadının temyiz dilekçesi, diğer tarafa 06.03.2014 günü tebliğ edilmiş; karşı taraf, hükme ilişkin itirazlarını da ihtiva eden temyize cevap dilekçesini, yasal on günlük süreden sonra 20.03.2014 günü vermiştir. Bu durumda, davacı kocanın temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının eyleminin sadakatsizlik olmayıp, güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri bu hususta bir isteğin bulunup bulunmadığına bakmaksızın re"sen almak zorundadır. Dava süresince geçici olacak olan bu tedbirlerin alınması, tarafların "kusursuz" olmaları şartına bağlanmamış, yasada, önlem için "kusur" unsuruna yer verilmemiştir. Başka bir ifade ile tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakası takdirine etkili bir unsur değildir (H.G.K"nun 02.11.201 tarihli 2011/2-533 esas, 2011/670 karar sayılı kararı).Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması ge
Öyleyse, ev hanımı olup, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan davalı kadın yararına asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmün kesinleşmesine kadar uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan, yazılı şekilde bağlanan tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir (HUMK.md.438/7).
SONUÇ: Davacı kocanın katılma yoluyla temyiz talebinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, davalı kadın tarafından temyiz edilen hükmün yukarıda 2-b bendinde gösterilen sebeple hüküm fıkrasının 5. bendinin tamamen hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine 5. bent olarak “davalı kadın için 12.04.2013 tarihli duruşmada takdir edilen 150 TL. tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, davalının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine” cümlesinin eklenmesine, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.10.2014 (Pzt.)