![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2021/11303
Karar No: 2022/3159
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11303 Esas 2022/3159 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kullanım kadastrosuna yapılan itiraz davasında davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davacının iddiasının doğruluğunun araştırılmadığı ve inceleme yapılmadığı için karar bozulmuştur. Davacının dava konusu taşınmazın kullanımı konusunda yeterli delil sunmadığı, emlak beyannameleri ve satış senedinin taşınmaz bölümünü yeterince kapsamadığı ve keşif yapılmadığı için karar hatalıdır. Mahkeme, dosyayı tamamlayarak keşif yapılmasını, tanıkların dinlenmesini, satış senedi ve tahsilat makbuzlarının incelemesini istemekte ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyerek yeni bir karar verilmesini istemektedir. Karar, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca bozulmuştur. Karara göre, taraflar, karar düzeltme isteğinde bulunabilirler. Mahkeme kararının detaylı bilgileri için HUMK'un 440/I maddesi incelenmelidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle “mahkemece muris ...'in diğer mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in de davaya dahil edilmesi sağlanarak, davadan ve duruşma gününden usulüne uygun şekilde haberdar edilmek suretiyle, taraf koşulu sağlandıktan sonra, tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili deliller toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiş; hükmün sair yönlerden incelenmediği belirilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 257 ada 7 parsel sayılı taşınmazda (A) ile işaretli 110,34 metrekarelik kısmın davacıların murisi ...'ın zilyetliğinde bulunduğunun tespitine, 7 parselin geri kalan kısmının tespit gibi davalıların zilyetliğinde olduğunun kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının temyize konu edilen 257 ada 7 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde ...'ın zilyetliğinin bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususunda davanın esasına ilişkin olarak yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı ..., taşınmazın zilyetliğinin 19.05.1992 tarihli senet ile kendisine devredildiğini ve taşınmazın bir bölümün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Ne var ki mahkemece, fiili kullanım konusunda mahalli bilirkişi ve tanıklar keşif mahallinde dinlenilmediği gibi sadece davacı tanıklarının duruşmada dinlenilmesi ile yetinilmiştir. Diğer taraftan emlak beyannameleri ile davacının delil olarak dayandığı satış senedinin çekişmeli taşınmaz bölümünü tamamen veya kısmen kapsayıp kapsamadığı fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmek suretiyle kapsamları belirlenmediği gibi mahallinde yapılan keşifte; davacının dayandığı satış senedi, emlak emlak beyannamelerinin çekişmeli taşınmaz bölümüne aidiyeti kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece öncelikle, emlak beyannamelerinin nereye ait olduğu ilgili belediyeden sorulmalı, çekişmeli taşınmaza ait uydu fotoğrafları temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, senet tanıkları, fen bilirkişisinin hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan temyize konu taşınmaz bölümünde tespit tarihi itibari ile kimin fiili kullanıcı olduğu, kullanımın hangi tarihten beri ne şekilde yürütüldüğü, davacının dayandığı satış senedi başlıklı belge ve emlak beyannameleri ile tahsilat makbuzlarının çekişmeli taşınmaz bölümüne ait olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde bulunan bina temelinin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı hususları somut olaylara dayalı olarak sorularak taşınmazın kullanım durumu kesin olarak belirlenmeli; yukarıda değinilen beyanlar arasındaki çelişkiler üzerinde durularak bu çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli, emlak vergisi beyannameleri, satış senedi başlıklı belgenin ve tahsilat makbuzlarının çekişmeli taşınmaz bölümüne ait olup olmadığı hususundaki değerlendirmeyi de içerir krokili rapor alınarak ve uydu fotoğrafları incelenmek suretiyle taşınmazın kullanım durumu belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine 04.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.