Esas No: 2022/2944
Karar No: 2022/7267
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2944 Esas 2022/7267 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 556 sayılı KHK'ya muhalefet suçlamasıyla yargılanan sanığın beraatını kararlaştırdı. Ancak, şikayetçi firmaların vekilleri tarafından yapılan temyiz başvurularının incelenmesinde, bir firmanın şikayet hakkını kullanmak için gerekli izin belgelerini sunamadığı ortaya çıktı. Bu nedenle, mahkeme, bu firmanın temyiz talebinin reddedilmesine karar verdi. Diğer firmanın vekilinin temyiz itirazları da incelendi ve yerinde görülerek, mahkeme kararı bozuldu. Kanuna uygun olarak verilen arama kararı sırasında ihtiyar heyeti veya komşuların hazır bulunmaması durumu incelendikten sonra, sanığın beraatine karar verilmiştir. Sonuç olarak, kanun maddelerine göre, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri şöyledir: 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 317. ve 321. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 230. maddesi 1. fıkra (b) bendi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet
HÜKÜM : Beraat, müsadere, iade
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Şikayetçi ... Electronics Co. Ltd. şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizin 07.12.2021 tarihli tevdii kararına rağmen şikayetçi firma vekilinin, sanık hakkında şikayet hakkının kullanılması amacıyla ve şikayet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firma yetkilisi tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği anlaşıldığından,
Davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi olmayan şikayetçi vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
2- Katılan ... LLC. şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Katılan vekilinin 27.01.2022 havale tarihli dilekçesi ekinde sunduğu belgelere göre, sanık hakkında geçerli bir şikâyet bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Ceza Muhakemesinin amacı; sosyal düzenin korunması ile kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı arasında bir denge kurulması suretiyle hukuken geçerli kanıtlarla hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır.
Ceza Muhakemesi hukukumuz ''delil serbestliği'' ilkesini benimsemiş, delilleri değerlendirmede de hakime tam bir serbestlik tanınmıştır. Delillerin hukuka uygun yöntemlerle toplanması zorunludur.
Delillerin bir ya da bir kaçının hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmesi hukuka uygun yöntemle elde edilen diğer delillerin yok sayılmasını gerektirecek midir?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde sunulan kanıtların kabul edilebilir olup olmadığına karar verme usulünü gösteren ve hangi kanıtların kabul edilebilir olduğunu, hangilerinin kabul edilemez olduğunu belirleyen bir kural olmadığı gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de “ İç hukukta yeterli hukuki temeli bulunmadan veya hukuka aykırı vasıtalar kullanılarak elde edilmiş materyallerin yargılamada kanıt olarak kullanılması kural olarak, başvurucuya gerekli usulü güvencelerin sağlanmış olması ve materyelin baskı, zorlama ve tuzak gibi yargılamayı lekeleyebilecek nitelikli ve kaynaklı olmaması şartıyla, sözleşmenin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki adil yargılanma standartlarına aykırılık oluşturmaz ” ( Chalkley/ Birleşik Krallık [kk] B.No: 6383/100, 26.09.2002)
Bir delilin, diğer yan delillerle desteklenmemiş olması, mutlak suretle adil yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturmaz. Mahkemece hükme esas alınan bir delilin çok kuvvetli olması ve güvenilirliği konusunda herhangi bir risk bulunmaması, destekleyici delillere olan ihtiyacın yoğunluğunu azaltır. Buna karşılık gücü ve güvenilirliği konusunda birtakım şüpheler bulunan bir delilin, suçun sübutu konusunda ulaşılan vicdani kanaat bakımından belirleyici olması halinde, bu durum hakkaniyete uygun yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturabilir ” (Güllüzar Erman, B. No: 2012/542 04.11.2014) şeklinde kararlar vermiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 230. madde 1. fıkra (b) bendinde ''mahkumiyet hükmünün gerekçesinde dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller ayrıca ve açıkça'' gösterilir denilmek suretiyle hukuka uygun yöntemlerle elde edilen diğer delillerin geçerliliğini koruyacağı benimsenmiştir.
Temyiz davasına konu olayda kanuna uygun olarak verilen arama kararının yerine getirilmesi sırasında o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi hazır bulundurulmamış ise de, sanığın arama işleminin içeriğine herhangi bir itirazının bulunmaması ve mahkeme huzurundaki beyanı karşısında; sanığın üzerine atılı suçtan mahkumiyeti yerine, yerinde görülmeyen gerekçelerle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.