Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12961
Karar No: 2010/832

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12961 Esas 2010/832 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 22 No’lu parseldeki 2 No’lu bağımsız bölümün paydaşı olduğunu ve payın satıldığını öne sürerek önalım hakkını kullanmak istemiş ancak satış bedelinin muvazaalı yüksek gösterildiğini iddia ederek kayıtlı payın iptalini ve kendi adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme önce davayı kabul etmiş, ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise bedelde muvazaanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacıdan önalım hakkını kullanıp kullanmayacağının sorulması ve kullanılması durumunda önalım bedelinin depo edilmesi için süre ve olanak tanınması gerektiğine karar vermiştir.
HUMK. 428. madde: Temyiz mahkemesi kararı bozmaya karar verdiği takdirde, ilk derece mahkemesinin hükmü kesinleşmemiş olup, dava, yeniden görülür ve karara bağlanır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/12961 E.  ,  2010/832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av.... ve davacı vekili Av.... geldi. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin 22 No’lu parselde bulunan 2 No’lu bağımsız bölümün paydaşı olduğunu, davalının ise taşınmazın bir kısım paydaşlarının toplam 9 / 20 payını 29.8.2007 tarihinde 180.000 TL bedelle satın aldığını, ancak satış bedelinin tapuda önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 110.000 TL olduğunu, davacının bilgisi dışında yapılan satışa muvafakatinin bulunmadığını, yargılama sonucu belirlenecek gerçek satış bedelini depo etmeye hazır olduğunu, önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu payın 180.000 TL bedelle satın alındığını, bedelde muvazaa yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının dahi kendi 11 / 20 payını 11.6.2007 tarihinde 255.000 TL bedelle satın aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde,diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir.
    Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen pay 22 No’lu parselde bulunan 2 bağımsız bölüm No’lu dükkanın paydaşları ..., ... ve ... tarafından davalıya 29.8.2007 tarihinde 180.000 TL bedelle satılmıştır.Davacı ise tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen davacı tanıkları dava konusu edilen pay satışından önce satıcılarla davacı arasındaki pazarlıklara ve anlaşmalara ilişkin beyanda bulunmuşlar, satış bedeli konusunda sadece davalının kendilerine aktardıklarını tekrarlamışlardır. Satış sözleşmesinin tarafı olan davalının tanıklara resmi satış işleminde muvazaa yapıldığını söylemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davalının resmi akdin dışındaki beyanları hukuki sonuç doğurmaz. Bu itibarla davalının kendilerine söylediklerini aktaran davacı tanıklarının beyanları hükme esas alınamaz. Diğer yandan davacı dahi taşınmazdaki payını dava konusu edilen payın satışından çok kısa bir süre önce 11.6.2007 tarihinde 255.000.80.-TL bedelle satın almıştır. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda satış senedinde 180.000 TL olarak gösterilen dava konusu edilen payın değeri projeye göre 89.033 TL, kullanım alanına göre 136.519 TL olarak bildirilmiş ise de muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arzeder. Toplanan delillerden davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda mahkemece davacıdan tapuda gösterilen satış bedeli ve masrafları üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanılmayacağının sorulması, kullanılacağının beyan edilmesi halinde önalım bedelinin depo edilmesi için süre ve olanak tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 750.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi