Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13610 Esas 2013/403 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13610
Karar No: 2013/403
Karar Tarihi: 15.01.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/13610 Esas 2013/403 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/13610 E.  ,  2013/403 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.02.2008 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 729. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince temliken tescil isteğine ilişkindir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 718/2 maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Türk Medeni Kanununun 729. maddesi bu kuralın istisnalarından birisini düzenlemiş, zemin ile üzerindeki bitkiler arasındaki bağlantıyı kesmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise bitki sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
    Bunun için;
    Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine menkul niteliği taşımayan bitki dikilmiş olmalıdır.
    Bitkiyi dikenin (taşınmazı bağ ya da bahçe haline getirenin) iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu ya da 5.7.1944 tarihli ve 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir. (Sübjektif koşul)
    Dikilen ağaçlar ya da bağ zeminden açıkça daha fazla değer taşımalıdır. (Objektif koşul)
    Dikilen şeylerin üzerinde bulunduğu arazi parçası, davalıya ait taşınmazın bir kısmı üzerinde kalıyorsa, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olması gereklidir.
    İptale konu olacak zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.
    Yukarıdaki koşulları taşıyan bağ ya da bahçe sahibi, kanunun kendisine tanıdığı bu kişisel hakkını da bitkileri dikip yetiştirirken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı kullanmalıdır. Taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı bu kişisel hak ancak; bitki dikip yetiştiren kişiyi bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, paydaşlardan birinin harici satım senedinde görünmediği, iştirakçilerin tamamının birlikte tasarrufta bulunabileceği, davanın kabulü halinde ifa olanağı doğmayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Halbuki dava konusu taşınmaz sözleşmenin düzenlendiği tarihte ve halen paylı mülkiyete tabidir. Davacı, haricen satın almaya değil, TMK’nın 729. maddesine dayanmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının dayandığı harici satış sözleşmesi değerlendirilerek iyiniyet koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırmalıdır.
    Harici satım senedinde paydaşlardan birinin satıcı olarak yer almaması temliken tescil istemine engel teşkil etmeyeceğinden mahkemece Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.