22. Hukuk Dairesi 2016/5313 E. , 2019/2986 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılardan ...’a ait işyerinde 26.08.2001 tarihinden itibaren şoför olarak çalıştığını, 26.12.2002 tarihinden sonra ise çalışmasını diğer davalı şirkete ait işyerinde sürdürdüğünü, sigorta başlangıcının geç yapıldığını ve çalışmalarının Kuruma bildirilmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının 26.08.2001 tarihinde çalışmaya başladığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, davalı ... aleyhine açılan davanın davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca esas yönünden de haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta davacının davası kısmi dava olarak açtığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı davasını 23/03/2012 tarihinde ıslah etmiş ise de, dosyada ıslah dilekçesinin davalıya yöntemince tebliğ edildiğine dair bilgi veya belge bulunmamaktadır. Duruşma tutanaklarında davanın ıslah edildiği belirtilmesine rağmen, anılan dilekçenin davalılara tebliğ edildiğine dair bir ifadeye yer verilmemiştir. Davalı taraf ise, hizmet tespiti ile işçilik alacağına ilişkin davaların tefrik edilmesinden sonra 07.05.2015 tarihli dilekçesi ile ıslaha karşı zamanaşımı def’i ileri sürmüştür. Mahkemece zamanaşımı savunması ile ilgili olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmesi hatalıdır. Bu itibarla, ıslah dilekçesinin davalılar vekiline hangi tarihte tebliğ edildiği hususu araştırılarak, sonucuna göre zamanaşımı savunmasına değer verilip verilmeyeceği belirlenmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık anlatımları doğrultusunda davacının haftada altı gün 08.30-18.00 saatleri arasında günde yarım saat ara dinlenme süresi kullanarak çalıştığı, böylece haftada dokuz saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde, günde yedi buçuk saati geçen çalışmalarda ara dinlenme süresi bir saat olarak düzenlenmiştir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yarım saat ara dinlenmesi kullanıldığı kabul edilerek sonuca gidilmesi isabetli değildir.
Ayrıca, tanık anlatımları esas alınarak 26/11/2002-20/08/2009 dönemine ilişkin olarak fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıklarının sürenin sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak değerlendirme yapılması gerekirken, bu süre aşılarak tüm çalışma dönemi yönünden fazla çalışma alacağı hesaplanması yerinde görülmemiştir.
4-Davacı taraf, her iki davalı aleyhine aynı dava dilekçesi ile hem sigortalı hizmetlerinin tespiti hem de işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin dava açmış olup, mahkemece işçilik alacağı ile hizmet tespiti davasının tefrikine karar verilmiştir. Mahkemece 2012/189 esas ve 2013/259 karar sayılı hizmet tespiti davasında “Davacının davalı ... .... İnşaat Nakliyat Yakıt ... ve Tarım Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine açtığı davasının kabulü ile; davacının, davalı şirkette 26.12.2002 tarihi ile 20.08.2009 tarihleri arasında toplam 6 yıl 7 ay 25 günlük hizmet süresi olduğunun tespitine, Davanın davalı ..."a yönelik kısmının reddine” karar verildiği, anılan kararın ise Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2013/23108 esas, 2014/14113 sayılı kararı ile düzeltilerek onanmasına karar verildiği tespit edilmektedir. Hizmet tespitine yönelik karar, işçilik alacağı davasında kesin delil niteliğindedir. Dosya kapsamında mevcut Sosyal Güvenlik kurumu kayıtlarına göre davacının, 26/12/2002-14/08/2007 tarihleri arasında davalı ... .... Şirketi bünyesinde sigortalı olarak çalıştığı uyuşmazlık dışıdır. Kesinleşen hizmet tespiti kararına göre de, yine aynı şirket bünyesinde 15/08/2007-20/08/2009 tarihleri arasında çalışması bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar 26.08.2001-26.12.2002 tarihleri arasında ...’a ait işyerinde çalıştığını ileri sürmüş ise de, bu döneme ilişkin çalışma iddiasını ispat edemediği dosya kapsamı ile ve sonucu bekletici mesele yapılan hizmet tespiti dosyası ile sabittir. Hal böyle olunca kesinleşen hizmet tespiti dosyası ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, anılan davalı yönünden davanın husumet sebebiyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
5-Davacı dava dilekçesinde kıdem tazminatı dışındaki alacaklar yönünden temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği halde, mahkemece talep gözetilmeksizin bu alacaklar yönünden de en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi hatalıdır. Kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
6-Somut uyuşmazlıkta, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti iki ayrı alacak kalemi olmasına rağmen davacı tarafça tek bir alacak kalemi olarak talep edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının hafta tatili ücretine hak kazanmadığı belirlendiği halde mahkemece bu husus ile ilgili olarak herhangi bir karar verilmeksizin fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti iki ayrı alacaktır. Bu itibarla davacının talebini somutlaştırması sağlanarak, bu iki ayrı alacak kalemi ile ilgili ayrı ayrı kabul ve ret oranı belirlenmeli, yargılama giderleri de buna göre paylaştırılmalıdır. Açıklanan yönler nazara alınmadan karar verilmesi bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.