Esas No: 2021/16662
Karar No: 2022/3311
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16662 Esas 2022/3311 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/16662 E. , 2022/3311 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hükmün davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarihi ve 2019/5238 Esas, 2020/4222 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş olup, davacı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... İlçesi Beldibi Mahallesi çalışma alanında bulunan 435 parsel sayılı 10.240,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının edinme sebebinde, 6831 sayılı Yasa’nın 1744 sayılı Kanun'la değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı, üzerinde bulunan kargir ev ve narenciye ağaçlarının ... oğlu ...’a ait olup bu kişinin kullanımında bulunduğu belirtilmek suretiyle; 437 parsel sayılı 8.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kadastro tutanağının edinme sebebinde, 6831 sayılı Yasa’nın 1744 sayılı Kanun'la değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı, üzerinde bulunan betonarme ev ve narenciye ağaçlarının ... oğlu ... ...’a ait olup bu kişinin kullanımında bulunduğu belirtilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; bilahare 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında taşınmazlar ifraz edilerek, 435 parselin ifrazıyla dava konusu 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dışı başkaca taşınmazlar, 437 parselin ifrazıyla ise dava konusu 821 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı başkaca taşınmazlar oluşmuş, ifrazen oluşan 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı davacı ... ile davalılar ... ve müştereklerinin kullanımında olduğu, 821 parsel sayılı taşınmazın ise yalnızca davalılar ... ve müştereklerinin kullanımında olduğu şerhi yazılmıştır.
Davacı ..., ... ilçesi Beldibi Mahallesi 816, 817 ve 821 parsel sayılı taşınmazları 1993 yılından beri kullandığını ileri sürerek, taşınmazların tamamının kendi fiili kullanımında olduğuna dair şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, dava konusu 816, 817 ve 821 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan kullanım şerhinin ayrı ayrı iptaline, yerine taşınmazların davacı ...'ın kullanımında olduğuna dair şerh verilmesine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2015 tarih ve 2015/5327 Esas, 11936 Karar sayılı ilamıyla “daha önce yapılan kadastro tespitleri sırasında fiili kullanıcı tespiti yapılan taşınmazlarda, güncelleme çalışmaları sırasında değişiklik yapılabilmesi için sonraki zilyetlerin, bu zilyetliklerini tapu kaydında yazılı fiili kullanıcıdan yasal bir yolla (akdi ya da irsi) devraldıklarını kanıtlamalarının zorunlu olduğu, somut olayda, 1983 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda temyize konu 821 parsel sayılı taşınmazın fiili kullanıcısının ... ... olduğunun şerhi ile tespit edildiği ve tespitin 19.07.1983 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescil edildiği, 2009 yılında yapılan kullanıcı güncelleme çalışması sonucunda ise kullanıcı ... ...'ın öldüğü ve mirasçılarının kullanıcı olduğu, bu haliyle kullanıcının değişmediği, davacı ... tarafından, taşınmazın fiili kullanımının 1993 yılında satın alındığı ileri sürülmüş ise de, 1983 yılından sonra lehine şerh verilen ... ... veya mirasçılarından zilyetliği devraldığını ve taşınmazı kendisine sattığını ileri sürdüğü ... mirasçısı ... ...'in şerh sahibi ... ile irsi ya da akdi ilişkisi iddia ve ispat edilmediğine göre, davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 821 parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlar bozma ilamına konu olmadığından bu parseller yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmekle, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarih ve 2019/5238 Esas, 2020/4222 Karar sayılı ilamıyla özetle; "Davacı ...' ın, dava konusu 816, 817 ve 821 parsel sayılı taşınmazları 1993 yılından beri kullandığını ileri sürerek, taşınmazların tamamının kendi fiili kullanımında olduğuna dair şerh verilmesi istemiyle, satıcısı ... oğlu ... mirasçılarından ... (...) ... olan 04.05.1993 tarihli senede dayanmak suretiyle dava açtığı, Mahkemece, davacı tarafından dava konusu 816, 817 ve 821 parsel sayılı taşınmazların ... ...’den 04.05.1993 tarihli senetle satın alındığı ve satın alındığı günden beri de zilyet edildiği gerekçesiyle, 20.11.2014 tarihli hükümle, davanın kabulüne karar verildiği, davacının dayandığı 04.05.1993 günlü “zilyetlik devir senedi” başlıklı senet fotokopisi incelendiğinde, satıcısının ... oğlu ... mirasçılarından ... (...) ..., alıcısının davacı ... olduğunun, satıcı ... ...’in “... İlçesi, Beldibi Belediyesi sınırları içerisinde, Boğazağazı Mevkiinde bulunan 2.000,00 metrekare yerimin zilyetliğini ...’a devretmiş bulunuyorum. Bundan sonra arazi ile ilgili tapu ve imar işlerinin onun adına yapılmasını devrettim” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, tüm dosya kapsamından, satıcı ... (...) ...’in, 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 435 parsel sayılı taşınmazda lehine kullanım şerhi bulunan ... oğlu ...’ın mirasçısı olduğu, 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları ile birlikte, taşınmazlarda davacı lehine, ... payı kadar ayrı ayrı kullanım şerhi verildiğinin (...’e söz konusu taşınmazlarda kullanım şerhi verilmediği) anlaşıldığı açıklanarak, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine işaret edildikten sonra; dava konusu 816, 817 ve 821 parsel sayılı taşınmazların her birinde lehlerine kullanım şerhi bulunan davalılar ... ve müşterekleri tarafından, Mahkemenin 20.11.2014 günlü kararı tüm taşınmazlar yönünden temyiz edildiği halde, temyiz dilekçesinde açıkça temyize konu parsellerin numaralarının yazılmadığı, taşınmazların geldiği 435 sayılı kök parselin numarasının yazıldığı, bu sebeple sehven 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz incelemesinin yapılmadığı, bu nedenle bir kısım davalılar ... ve müştereklerinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğü açıklanarak, Mahkemenin 20.11.2014 tarihli kararının 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle bozulmasına karar verilmiş ve bozma ilamına karşı davacı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece verilen 20.11.2014 tarihli hükmün tamamı (kök 435 parselden ifrazen oluşan 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hüküm dahil) temyiz edilmesine rağmen, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarih ve 2019/5238 Esas, 2020/4222 Karar sayılı bozma ilamında yukarıda ayrıntısıyla anlatıldığı üzere; Dairenin 19.10.2015 tarih ve 2015/5327 Esas, 11936 Karar sayılı bozma ilamının ilk paragrafında yalnızca kök 437 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 821 parsel hakkında verilen mahkeme hükmünün yazılması nedeniyle, sadece 821 parsel hakkındaki hükmün temyiz incelemesinin yapıldığı yönünde izlenim oluştuğu, oysaki sonuç kısmında hükmün tümden bozulduğu anlaşıldığından, Yerel Mahkemece 19.10.2015 tarihli bozma ilamına yanlış anlam atfedilerek 24.11.2016 tarihli kararda 816 ve 817 parseller hakkındaki 20.11.2014 tarihli hükmün kesinleştiğinden bahisle bu parseller yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabet bulunmadığı tartışmasızdır.
Diğer yandan; davacı ... tarafından kök 435 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazlar hakkında da adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilen 20.11.2014 tarihli hükmün yalnızca 3/112’şer payları bulunan davalılar ..., ..., ... (bu kişiler ile hükmü temyiz eden ... ile birlikte aynı zamanda diğer 28/112 pay sahibi ...’in mirasçısı olarak bu pay üzerinde miras payları oranında hak sahibidirler) tarafından temyiz edildiği, kalan paylar yönüyle adlarına kullanıcı şerhi bulunan davalıların hükmü temyiz etmedikleri, ancak, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin hem 20.11.2014 tarihli hem de eldeki karar düzeltmeye konu 12.10.2020 tarihli bozma ilamında bu husus gözden kaçırılarak, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği yönünde bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bir başka deyişle; 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazların güncelleme sırasında bir kısım mirasçıların paylarını tereke dışında bulunan kişilere satması nedeniyle bu payların satın alan kişiler adına güncellendiği, böylece taşınmazların güncelleme sırasında müşterek mülkiyet hükümlerine göre paylarını satmayan mirasçılar ile satın alanlar adına 112 payda üzerinden paylı olarak kullanım haklarının belirlendiği, davacı ... tarafından güncelleme ile adlarına pay oluşturulan tüm kişilere karşı dava açıldığı, yargılama neticesinde verilen davacının davasının kabulü ile adına tam paylı olarak kullanıcı şerhi verilmesine dair 20.11.2014 tarihli hükmün de yalnızca davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, temyize konu olmayan diğer paylar hakkında da davanın reddine karar verilmesine dair bozma ilamının hükmü temyiz edenler lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı açıktır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacının davasının kabulü ile çekişmeli 816 ve 817 parsel sayılı taşınmazların tam paylı kullanıcısı olarak adına beyanlar hanesine şerh verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazıl şekilde hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarihli ve 2019/5238 Esas, 2020/4222 Karar sayılı bozma ilamının kısmen kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenler de eklenerek 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
GK. / Karşılaştırıldı.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.