18. Ceza Dairesi 2015/4558 E. , 2015/12181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Hakaret suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., 6352 sayılı Kanun"un 1/1-b maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine dair, .... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 05/03/2013 tarihli ve 2011/702 esas, 2013/217 karar sayılı kararına karşı katılan sanık ... müdafiilerince yapılan itirazın reddine ilişkin, ...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/03/2013 tarihli ve 2013/54 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/12/2013 gün ve 374997 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, elektronik postalarda kullanılan ibarelerin düşünce açıklaması niteliğinde olmadığı ve müsnet eylem basın yayın yolu ile işlenen suç kavramına girmediği halde, 6352 sayılı Kanun"un geçici 1/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle ve yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, .... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 6352 sayılı Kanun"un 1/1-b maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, karara itiraz üzerine ...Asliye Ceza Mahkemesi"nce, Sulh Ceza Mahkemesinin kararı yerinde görülmekle itirazın reddine karar verildiği ve 6352 sayılı Kanun uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmemesi gerektiği gerekçesiyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Elektronik posta ile gönderilen hakaret içeren sözler nedeniyle açılan kamu davasında, 6352 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesinde, “ 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine,
karar verilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi ve madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun bu düzenleme ile ifade ve basın özgürlüğünü korumayı amaçladığı görülmektedir. Bireylerin basın veya sair yayın vasıtaları yoluyla ortaya koydukları düşünce açıklamaları nedeniyle suçlanmamaları ve haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması açılmasının önlemesi amaçlanmış, ayrıca ifade özgürlüğünü ihlal iddialarına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ülkemiz aleyhine açılan tazminat davalarının azaltılması öngörülmüştür.
6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi uyarınca hakkında erteleme imkanı getirilen suçların bir kısmı basın ve yayın yoluyla diğer bir kısmı ise sair düşünce açıklaması yöntemiyle işlenen suçlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde; “Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar….anlaşılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tanıma göre kitle iletişim araçları vasıtasıyla işlenen ve üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar maddenin kapsamına girecektir. Burada suç ayrımına gidilmediği yalnızca suçun basın veya yayın yoluyla işlenmesinin yeterli olduğu görülmektedir. Basın veya yayın araçları görsel, işitsel, yazılı ve elektronik olabilecektir. Ancak bu araçlar yoluyla işlenen suçun genele açık olması diğer bir deyişle kitle iletişimine açık olması gerekmektedir.
Ayrıca her görüş ve düşünce açıklamasının ifade özgürlüğü bağlamında korunması söz konusu değildir. Bu çerçevede, sosyal veya siyasal sorunlarla ilgili güncel veya devam eden kamusal bir tartışmaya katkı niteliğinde ortaya konulan fikirler, rahatsız edici nitelikte olsa bile korunurken, bu nitelikte olmayan amaçsız keyfi kişisel saldırılar, ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmemektedir. (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukuku, D.J. Haris- M. O’Boyle- E.P.Bates- C.M.Buckley Avrupa Konseyi, 2013, s. 518)
İnceleme konusu somut olayda; sanıklar ..., ..., ... Çığ ve ... hakkında elektronik posta göndermek suretiyle; sanık ... hakkında elektronik posta ve cep telefonundan mesaj göndermek ile facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yorum yapmak suretiyle; sanıklar ..., ... ve ... hakkında ise yine facebook sitesinde yorum yapmak suretiyle hakaret suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinin kitle iletişim aracı olması, suça konu mesajların birçok kişiye açık oluşu ve suç tarihinin 31.12.2011 tarihinden önce olması gözetildiğinde, sanıklar ..., ..., ... ve facebooktaki mesajlarından dolayı sanık ... hakkında 6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmesi hukuka uygun görülmüştür.
Ancak; sanıklar ..., ..., ... Çığ, ..."in elektronik posta yoluyla, sanık ..."ın da hem elektronik posta hem de cep telefonundan mesaj göndermek suretiyle hakaret suçunu işlediklerinden bahisle açılan davada, yazıların içeriği incelendiğinde, sarf edilen sözlerin sosyal veya siyasal sorunlarla ilgili güncel veya devam eden kamusal bir tartışmaya katkı niteliğinde fikir açıklamaları olmadığı görülmektedir.
Bu itibarla, getirdiği düzenleme ile demokrasinin temel taşlarından birini oluşturan basın ve ifade özgürlüğünü korumayı amaçlayan kanun koyucunun, kişiler arasındaki keyfi kişisel saldırıları bu kapsamda düşünmediği değerlendirildiğinden eylemlerin 6352 sayılı Yasa kapsamında olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- ...Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2013 tarihli ve 2013/54 değişik iş sayılı kararının, sanıklar ..., ..., ... Çığ, ... yönünden, yine elektronik posta ve cep telefonundan gönderdiği mesajlar dolayısıyla sanık ... yönünden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Diğer sanıklar ve eylemleri yönünden CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 30.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.