3. Hukuk Dairesi 2013/14397 E. , 2013/17307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkiline düğün merasimi sırasında takılan ziynet eşyalarının düğün merasimi sona erdikten sonra davalı ve ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle alındığını ve bir daha da iade edilmediğini belirterek, düğün sırasında davacıya takılan ..."şer gram ... adet burma bilezik, ..."er gram ağırlığında ... adet yay bilezik, ... gram ağırlığında ... adet kolbastı bilezik ve 30 gram ağırlığında ... adet set (kolye ve künye)ten olaşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya takılan ziynet eşyalarının düğün gecesi güvenlik gerekçesiyle alındığı iddiasının doğru olmadığını, taraflar evlendikten sonra davacının ziynet eşyaları üzerindeyken birçok düğüne ve nişana katıldığını, davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 25 adet bileziğin değeri olan 32.250 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun ....maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek ... içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
.
Davacı dava konusu edilen ziynet eşyasının elinden alındığını ileri sürmüş, davalı yan ise bu iddiayı kabul etmemiştir. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer.
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.
Somut olayda; davacı ziynet eşyalarının düğün gecesi davalı ve ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle alındığını bir daha da iade edilmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat için tanık dinletmiş, dinlenen tanıklar ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını beyan etmişlerdir. Davalı ise düğünde takılan ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, evden ayrılırken davacının ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünü savunmuş, dinlettiği tanıklar da davalının ziynet eşyalarını evden ayrılırken yanında götürdüğünü beyan etmişlerdir. Her iki tarafın dinlettiği tanıklar da görgüye dayalı, somut beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda hayatın olağan akışına aykırı iddiada bulunan davacı ziynet eşyalarının düğün günü güvenlik gerekçesiyle davalı yanda kaldığını ispat yükü altında olup, davacı mevcut delil durumu itibariyle iddiasını ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05...2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.