Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3280
Karar No: 2020/3295
Karar Tarihi: 09.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3280 Esas 2020/3295 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, şirket adına kayıtlı araçlarının çalındığını ve sigortanın tazminat vermesi gerektiğini iddia ederek davalıdan 10.000,00 TL tazminat talep etti. Davalı ise, aracın çalındığı iddiasının kanıtlanamadığını ve sigorta sözleşmesindeki şartların ihlal edildiği için tazminat verilmemesi gerektiğini savundu. Mahkeme, davacının rizikonun teminat dahilinde olduğunu kanıtlayamaması nedeniyle 10.000,00 TL talebini reddetti ve ıslah dilekçesiyle talebi yükselttiği 42.500,00 TL talebini zamanaşımı nedeniyle reddetti. Davacının temyiz başvurusu da reddedildi.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı rizikodan sorumlu olduğu sürece rizikanın teminat dışında kaldığı iddiasının kanıtlanması gerektiği belirtilmiştir. Ancak aynı kanunun 2. fıkrası, rizikonun sigortalı tarafından ispat edilemediği durumlarda sigortacının sorumlu olmadığını belirtmektedir. Kasko poliçesi genel şartlarına göre de, sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmemesi durumunda ispat yükü ona geçmektedir.
17. Hukuk Dairesi         2019/3280 E.  ,  2020/3295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 17.

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkil şirket adına kayıtlı olan ancak şirket ortağı ... zilyedinde olan aracın davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalandığını, dava konusu aracın 06/01/2015 tarihinde aracın zilyedi ... tarafından...Sok. üzerindeki boş alana ertesi gün alınmak üzere park edildiğini, ertesi gün ise aracın yerinde olmadığını, emniyet tarafından aracın çalındığı bölgede yapılan araştırmada aracın kim veya kimler tarafından çalındığı bilgisine ulaşılamadığını, aracın zilyedi tarafından sigorta firmasına kasko bedelinin ödenmesi için müracaat edildiğini ancak zilyedin müracaatta bulunmayacağı dile getirilince müracaatın geri alındığını, aracın çalınmasının teminat dahilinde olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL sigorta bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 52.500,00 TL yükseltmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu aracın rehinli olduğundan muvafakatinin alınması gerektiğini, çalınan araç ile ilgili olarak açılan hasar dosyasında eksper tayin edildiğini araştırma devam ederken davacı tarafın feragat imzaladığını, aracın çalındığına ilişkin kayıt bulunmaması, davacı tarafın şüpheli davranışları ve piyasaya yüklü miktarda borcu bulunması ve feragat nedeni ile başvurunun red edildiği, davacı tarafın gerçeğe gerçeğe aykırı beyanda bulunarak haksız kazanç temin etmeye çalıştığı, davacı tarafın hasın oluşumunda esnasında iyi niyet kurallarını ihlal ettiği ve sigorta firmasınca gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun tespit edildiğini, bu aşamada aracın çalındığının davacı tarafça ispatı gerektiği, davacı tarafın doğru ihbar mükellefiyetini ihlal ettiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar edildiğinden; Kasko Poliçesi Genel Şartlarına göre ispat yükü yer değiştirmiş olup, davacı ... ettiren oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın 10.000,00 TL yönünden reddine, ıslah dilekçesi ile talep edilen 42.500,00 TL yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Bununla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları"nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
    Bu ilkeler doğrultusunda dosya kapsamındaki ve ceza soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelerden; davacı tarafından rizikonun ispat edilememiş olmasına göre davanın tamamen reddi gerekirken, mahkemece esas yönünden ve zamanaşımı yönünden şeklinde ayrılarak reddedilmesi usul hükümlerine uygun görülmese de, ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 10,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi