Esas No: 2022/1344
Karar No: 2022/3345
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/1344 Esas 2022/3345 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vererek taşınmazın tapu kaydına eklenmesine hükmetmiştir. Ancak davalılar bu kararı istinaf etmiştir ve Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu reddetmiştir. Dosya yeniden ilk derece mahkemesine gönderilmiş ve yapılan incelemede eksik araştırma ve inceleme nedeniyle mahkeme kararı bozulmuştur. Taşınmazlara ilişkin tesis ve uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen belgeler toplanmayıp, keşif yapılmamış ve teknik bilirkişi raporu alınmamıştır. Bu nedenle yeni bir inceleme yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.1 ve 371. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosu
MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Urla Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalılar ... vd vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalılar ... vd vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında Urla İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 1685 parsel sayılı 12.343 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 103 ada 85 parsel numarasıyla ve komisyon kararıyla 12.068,69 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1112 parsel sayılı 9.020,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 103 ada 86 parsel numarasıyla ve komisyon kararıyla 10.556,01 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında eski 1112 parsel, yeni 103 ada 86 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı davalı hale getirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı hazine tarafından istinaf edilmekle ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. HD “taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulmasının isabetsizliğine..” belirtilmek suretiyle kaldırılarak dava dosyası, İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; fen bilirkişisinin 12.12.2016 havale tarihli raporunda A harfi ile gösterilen 1292.05 m2 lik alanın davalıların maliki bulunduğu ... İli Urla İlçesi ... Köyü 103 ada 86 parselden ifrazı ile, davacının maliki bulunduğu ... İli Urla İlçesi ... Köyü Mendalanı mevkii 103 ada 85 parsele eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli; keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için teknik bilirkişiden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde ... fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Teknik bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; Mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ölçü krokileri, hesap cetvelleri, ölçü cetvelleri, uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen ada raporu, taşınmazların tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli ... fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmamış; teknik bilirkişiden, tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; Mahkeme infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda olduğu halde, taşınmazların hangi yüzölçümü ile tapuya tescil edileceği açıklanmaksızın hüküm kurulması dahi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, dahili davlılar vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 04.10.2018 tarihli ve 2018/489 Esas, 2018/556 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.