Esas No: 2021/3587
Karar No: 2022/3341
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3587 Esas 2022/3341 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/3587 E. , 2022/3341 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki tarihli karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Mahkemece eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiği açıklanarak; mahalinde, davalının tutunduğu senette imzası bulunan muhtar, aza ve senet tanıkları ile üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılması, taşınmazların ne zamandan beri, hangi hukuksal nedene dayalı olarak kim tarafından kullanıldığı ve davalı tarafın tutunduğu senet de uygulanmak sureti ile davacının hissesini davalıya devredip devretmediği hususunda yerel bilirkişiler ile tanıklardan ayrıntılı ve olaylara dayalı bilgi alınması; fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli rapor düzenlettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 105 ada 17, 19 ve 107 ada 60 parsel sayılı taşınmazların her biri 270336 pay kabul edilerek; 33792 payın davacı ..., 236544 payın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davalı tarafa keşif giderlerini yatırması için kesin süre verildiği, bu süre içinde keşif giderinin yatırılmadığı kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davalı ..., keşif avansını karşılayacak maddi durumunun bulunmadığını bildirerek adli yardım talebinde bulunduğuna göre öncelikle davalının adli yardım talebi hakkında bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki; mahkemece davalının adli yardım talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Öte yandan, kesin süreye ilişkin hükümlerin, verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi ve 3402 sayılı Kanun'un 36. maddesi gereğince ara kararında ve bu ara kararına istinaden çıkartılacak meşruhatlı davetiyede; hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişilere ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmesi ve ayrıca ilgiliye çıkarılan meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesi gerekmektedir. Somut olayda dava gerçek şahıslar arasında görülmekte olup davada Hazine taraf olmadığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ziraat bilirkişisinin görüşüne başvurulması gerekmediği halde, ziraatçı bilirkişisi için ücret takdir edilerek avansın gereksiz artışına neden olunmuştur. Bu nedenlerle keşfe ilişkin ara karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun kurulmayan ara kararına sonuç bağlanılarak, tarafların keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davalının adli yardım talebi hakkında bir karar verilmeli, talebin reddedilmesi halinde Mahkemece, ispat yükü kendisine düşen davalı tarafa keşif giderlerini yatırması için 3402 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca yeniden yöntemine uygun, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle usulüne uygun olmayan ara kararına sonuç bağlanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.