Esas No: 2021/14418
Karar No: 2022/3366
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14418 Esas 2022/3366 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/14418 E. , 2022/3366 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Galleye Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti
MAHKEMESİ : ... Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3. maddesinde, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanun'un (5737 sayılı Vakıflar Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.
Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma ... olan, yani vakfeden ile soybağı olan ya da soybağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.
Galle fazlası evlada şart kılınan vakıflarda, galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, evlat dışında başka üçüncü kişilere (somut uyuşmalıkta olduğu üzere evladın soyunun kesilmesi durumunda vakfedenin azadlı kölelerine) şart kılınan durumlarda vakfeden ile soybağı değil, vakfedenin azadlı kölesi var ise bunlarla soybağının kurulması, daha sonra da vakfiyedeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacı ile vakfeden veya lehine galle fazlası şart kılınan kişi veya kişiler arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır.
Bir vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna veya lehine galle fazlası şart kılınana kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; galle fazlası için vakfiyede öngörülen şartların incelenmesinden önce, soybağı üzerinde durulması gerekmektedir. Davacı ile vakfeden ... ... Paşa arasında soybağı olduğu iddia edilmediği gibi ... Paşa'nın altsoy bırakmaksızın vefat ettiği, vakfın tevliyet kaydına göre ilk mütevelliden itibaren bütün mütevvellilerin azadlılardan olduğu, davacının iddiasının; vakfedenin azadlı kölelerinin soyundan geldiğine yönelik olduğu ve vakıfta mütevellilik yapan ...'tan önceki mütevelli Defteri Hakani Müdürü ... ... Bey'in soyundan geldiği yönünde olduğu, dolayısı ile 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı da gözönünde bulundurularak (somut olayda olduğu üzere tevliyetin ve galle fazlasının öncelikle evlada, evladın soyunun tükenmesi halinde vakıfın azadlı kölelerine şart kılınması hali) vakıfta mütevellilik yapan kişilerle davacı arasında soybağı mevcut olup olmadığı üzerinde durulması daha sonrada galle fazlası için vakfiyede öngörülen şartlar üzerinde durulması gerekmektedir.
Vakfın tevliyet kaydının tutulduğu 134 numaralı Defterin 210. sayfası 1729. sıradaki kayda göre es-Seyyid ... ... Efendi (15.R.ahir 1286 H/1869 M) mütevelli olduğu, onun vefatı ile evlâdı evlâd-ı utekâ-yı (âzat edilmiş köle) vakıfın zükûrunun (erkek) batn-ı evvelde aslah ve erşedi ve hâsıren meşrûtunlehi (vâkıf tarafından vakfın menfaati kendisine şart olunan) olduğu tahakkuk eden defter-i hâkâni müdiri esbak (geçenki, geçen, evvelki, önceki) ... ... Bey'e tevcih edilmiştir. (4 C.evvel 1307 H/1889 M) ... ... Bey'in vefatı ile tevliyet (mütevellik görevi) 22 Eylül 1341 R/ 1925 ... Bey'e (...) tevcih edilmiştir.
Dosyaya sunulan arşiv kayıt ve nüfus kayıt belgelerinden ... ... Bey'in 1885-1890 yıllarında ... Defter-i Hâkâni Müdürlüğü yaptığı yani 1889 tevliyet tevcih tarihi itibari ile bu görevde olduğu, son olarak 1901-1902 yıllarında Defter-i Hâkâni Taşra Senadat Müdür Müavinliği görevinde bulunduğu (BOA 1008/75 referans numaralı belge) bu kaydı doğrular şekilde çocukları 1886 doğumlu ... ... ile 1890 doğumlu ... ...'in ... doğumlu olduğu, ... ...'in kızı ... ...'a maaş bağlama belgelerine göre ... Hâkâni Taşra Senadat Müdür Müavini ... ...'in 13.07.1924 tarihinde vefat ettiği, çocuklarının 1889 doğumlu ... ..., 1890 doğmlu ... ..., 1890 doğumlu ... ... ve 1883 doğumlu ... Mührinigar olduğu, iş bu kayıtlar ile nüfus kayıtlarının örtüştüğü gibi vakfın son mütevellisi ...'un, ... ...'in 13.07.1924 tarihinde vefatından sonra 1925 yılında mütevelli olarak atandığı, dolayısı ile nüfus kayıtlarına göre davacının dedesi olan ... ... oğlu ... ... ile vakıfta mütevellik yapan ... ...'in aynı kişi olduğu, davacının 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre mütevellilik yapan kişi ile soybağının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Vakfiyede galle fazlasının da tevliyet gibi önce vakıfın evladına, evladının soyunun tükenmesi halinde azadlı kölelerine ve azadlıların evlatlarına şart kılındığı, tevliyet kaydına göre vakfın tevliyetinin ilk mütevelli ...'dan itibaren azadlılar tarafından yürütüldüğünden tevliyet ve galle fazlasının azadlılara geçtiği, azadlılar ve evlatları arasında gallenin ise batın şartı ile azadlılara, onlardan sonra ise nesilleri tükeninceye kadar kız ve erkek evlatlarına şart kılındığı, vakıf kayıtlarına göre, dava konusu vakıftan galle fazlası alan evladın bulunmadığı, mevcut kayıtlara göre davacının üst batınında sağ evlat olmadığı, özetle davacı ...'in, vakıfta mütevellik yapan ... ...'in soyundan geldiği ve galle fazlası için vakfiyede öngörülen şartları sağladığı anlaşıldığından davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelerle göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nun 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 21,40 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.