12. Ceza Dairesi 2020/561 E. , 2021/6730 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Dava Tarihi : 24/03/2015
Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulü ile 52.000,00 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28/05/2020 tarih 2017/453 esas 2020/228 sayılı ilamına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
Bu kapsamda Dairemizin 08/04/2019 tarih 2019/1114 esas 2019/4705 karar sayılı bozma ilamından sonra yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda direnme kararı verilmiş ve önceki uygulama aynen benimsenmiş ise de; 09/10/2018 tarih 2018/198 esas 2018/297 karar sayılı hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmasından dolayı yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevinin Dairemize ait olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Tazminat davasının dayanağı olan Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/144 esas 2014/340 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının Karşılıksız Çek Keşide Etme suçundan 52.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, davacının adli para cezası davacı tarafından ödendikten sonra, davacı hakkında yargılamanın yenilenmesi kararı sonucunda yapılan yargılamada beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 19.02.2015 tarihinde kesinleştiği, infaz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 52.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 52.000,00 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, davacının adli para cezası olarak ödediği miktarın ilgili makamlara müracaatı ile iadesini isteyebileceği dikkate alınarak bu yöndeki talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 52.000,00 TL maddi, 1.500,00 TL manevi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Davacının 05.12.2011-06.12.2011 tarihleri arasında yakalanarak 1 gün nezaret altında tutulduğu anlaşılmakla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmemesi temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 21.10.2015 tarih, 2015/78 - 2015/162 sayılı hükmünün yalnızca davacı vekili tarafından temyiz edildiği, davacı için takdir edilen manevi tazminata ilişkin davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu değerlendirildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
5271 sayılı CMK"nın 323/3. maddesinde yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkumiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararlarının yine aynı Kanunun 141. ile 144 üncü maddeleri hükümlerine göre tazmin edileceğinin belirtildiği dikkate alınarak, bozma ilamından sonra Dairemizce gidilen görüş değişikliğine göre; tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında davacının gözaltında veya tutuklu kalmadığı nazara alındığında, davacı lehine manevi tazminata hükmolunamayacağı ancak, yargılamanın yenilenmesi ile iptal edilen mahkumiyet kararında hükmolunan ve davacı tarafından ödenen adli para cezasının daha sonradan bir şekilde davacıya iade edilip edilmediği araştırılarak, iade edilmediğinin tespiti üzerine ödenen adli para cezası miktarının davacı lehine maddi tazminat olarak hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin, tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 11.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.