Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3506
Karar No: 2020/734
Karar Tarihi: 04.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3506 Esas 2020/734 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3506 E.  ,  2020/734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 04/02/2020 tarihinde davacılar vekili Av.... ile davalı ... vekili Av...., bir kısım davalı vekili Av.... ve bir kısım davalı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; 64 parsel nolu gayrimenkulün malikleri olduklarını, Van ilinde meydana gelen depremde davalıların malik oldukları 23 parseldeki apartmanın kendilerine ait apartmanın üzerine yıkılması sonucu zemin katının, birinci katının ve ikinici katının duvarlarının yıkılmasına ve zarar görmesine neden olduğunu, daha sonra Valilik tarafından derhal yıkıldığını, zarara uğradıklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla; toplam 2.000.000,00 TL’nin (apartman ve mütemmim cüz ve ferileri, yıkım ve hafriyat taşıma bedeli, daire ve dükkan kira kayıpları, arsa değer azalması bedeli) 09/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı İsmet, ...; 23 parselde bağımsız bölümü olmadığını, 1997-1998 yıllarında konutunu sattığını, bodrum dairesine binanın kat malikleri ortak olarak sahip olduğundan bağımsız bölümlerden ayrı tapusu olduğunu, müşterek tapu olduğu için devrinin yapılamadığını, müteahhidin ve idari kurumların sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, binanın yapımından yıllar sonra dükkan satın aldığını, kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ...; yıkılan binada dairesinin olmadığını, 10 yıl önce dairesini sattığını, husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., daireyi 14 yıl önce sattığını, ilgisinin olmadığını, müteahhidin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı; ...; binayı kendisinin yapmadığını, idari kurumların hizmet kusuru bulunduğunu, davacıların binasının da zarar gördüğünü, yıkım ve hafriyat maliyetlerine ilişkin belge olmadığını, kira geliri talep edemeyeceklerini, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Irak; zamanaşımı süresinin geçtiğini, deprem tarihinde tapu maliki olmadığını, kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın bina sahibinin kusursuz sorumluluğuna dayalı olduğu, tüm dosya kapsamına göre, yapılan inceleme, araştırma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm deliller nazara alındığında davacıların davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Davalılar ... ve ... mirasçıları yönünden açılan davanın reddine, tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla 773.042.40 TL nin 09/11/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ... ve ... mirasçıları haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.04.2018 tarih ve 2016/22791E.-2018/4592K. sayılı ilamı ile " ...kararı veren hakimle gerekçeyi yazan hakimin farklı olduğu, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmaksızın bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer bir anlatımla karar gerekçesiz bırakılmış, iddia ve savunmalar ayrı ayrı değerlendirilmemiştir.
    Bu bakımdan; ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığına göre, mahkemece yapılacak iş; özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır.
    Bozma nedenlerine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Uyuşmazlık; yerel mahkemenin davanın kısmen kabule ilişkin kararının gerekçe yokluğundan bozulması yönündeki daire kararına uyulmasından sonra bu kez mahkemece ilk karardan tamamen farklı olarak ve tam tersine davanın reddi yoluna gidilmesine usul hükümleri karşısında olanak bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece ilk bozma ilamına uyulmakla taraflardan birisi yararına usulü kazanılmış bir hakkın varlığından söz edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Somut olayda; eldeki dava, davalılara ait binanın deprem nedeniyle davacılara ait binanın üzerine yıkıldığından bahisle uğranılan maddi zararın tahsili istemiyle açılmış, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş kararın davacılar ve bir kısım davalılar tarfından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.04.2018 tarih ve 2016/22791E.-2018/4592K. sayılı ilamı ile; mahkemece, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmaksızın bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın gerekçesiz bırakıldığı, iddia ve savunmaların ayrı ayrı değerlendirilmediği, bu bakımdan ortada denetlenebilecek gerekçeli bir kararın olmadığının belirtildiği, bu bağlamda mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun görülmediği ve bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği belirtilerek karar bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ancak bu kez bozulan kararın aksine davanın reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki; yerel mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan nihai kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte mahkemenin yazmasından ibarettir. Artık bu karardan dönme olanaklı olmadığı gibi, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasında uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen ilamın tefhim edilen karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması Kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala Yasa koyucu HMK’nın 297. ve 298. maddeleriyle varlık kazandırmıştır.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçe de kısa kararla çelişik olamaz ve daha da önemlisi karar gerekçesiz bırakılamaz. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Diğer taraftan, mahkemece bozma ilamına uyulmakla bir taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağından bozma dışına çıkarak karar vermenin usuli kazanılmış hakkın ihlali anlamına geleceği de unutulmamalıdır. (HGK 2001/4-535 E, 2001/537 K)
    Nitekim, mahkemenin kısmen kabule ilişkin ilk kararı diğer yönleri incelenmeksizin sadece yasaya uygun olarak gerekçe taşımadığından bahisle bozulmuş, mahkemece bu bozmaya uyma kararı verilmiştir. Burada mahkemece yapılacak iş, hüküm sonucuna uygun gerekçe içeren gerekçeli kararın yazılması olmalıdır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, gerekçesiz olması nedeniyle bozulması sonucunda, hüküm sonucuna uygun gerekçeli bir karar yazılması gerekirken yukarıda belirtilen ilkelere ve ilk karara tamamen aykırı olacak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.540 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi