8. Hukuk Dairesi 2018/4628 E. , 2020/409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili davada 1/4 hissesi vekil edenine ait olan dava konusu 462 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 3923,00 metrekarelik kısmına, hiçbir kanuni veya akdi dayanak olmaksızın davalı tarafından yol haline getirilmek suretiyle tecavüzde bulunulduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin talep hakları saklı olmak üzere, 01.01.2008-31.12.2012 tarihleri arası süreyi kapsayan dönemler için 50.604,00 TL. işgal tazminatının işgalin başlangıç tarihinden itibaren kademeli yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde ve aşamalarda dava konusu yerde müvekkilinin herhangibir müdahalesinin ve tasarrufunun olmadığını, hava fotoğraflarındaki görüntülere göre yol haline getirilerek haksız müdahalede bulunulduğu belirtilen yer civarındaki bölgede henüz vekil eden belediyenin kurulmasından önceki tarihlerden itibaren yapıların yapılmaya başlandığını, ecrimisilin geriye dönük beş yıllık süre için talep edilebilecek olup davacı karar talebinin zamanaşına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 01/01/2008-31/12/2008 dönemi için 2.100,00 TL, 01/01/2009-31/12/2009 dönemi için 2.376,00 TL, 01/01/2010-31/12/2010 dönemi için 2.448,00 TL, 01/01/2011-31/12/2011 dönemi için 2.688,00 TL, 01/01/2012-31/12/2012 dönemi için 3.048,00 TL olmak üzere toplam belirlenen 12.660,00 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazla talebin reddine, karar verilmesi üzerine; hükme karşı her iki taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz talebinde bulunmuşlardır.
Yerel Mahkemenin hükmünü temyizen inceyen Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2014/10783 Esas, 2014/14622 Karar ve 22.09.2014 tarihli ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma gerekçesinde de
Mahkemece, bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 3.923 m2"lik alanın yol olarak kullanıldığı saptanarak davacının 1/4 hissesine düşen alan için hesaplanan ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmekle birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli krokiden taşınmaz üzerindeki fiili yol durumu ile imar planındaki yol durumunun aynı olmadığının anlaşılmakta olduğu, bunun yanı sıra taşınmazın niteliğine uygun bilirkişilerden teşekkül ettirilecek bilirkişi heyetinin keşfen tanzim ettiği raporun somut bilgi ve belgeye dayanması, denetime açık olması, değerlendirme ve gerekçelerinin bilimsel verilere dayanması, aynı nedenle ecrimisil bedelinin tespitine esas olmak üzere taraflardan dava konusu taşınmazın niteliklerine uygun (benzer nitelikteki) taşınmazlara ilişkin emsal kira sözleşmelerini sunmalarının istenmesi, gerekiyorsa emsal taşınmazların kira sözleşmelerinin re’sen araştırılarak bilgilerinin tespitinin sağlanması, ecrimisil talep edilen zaman aralığında ilk ecrimisil dönem başlangıcındaki ecrimisil aylık bedeli, emsal taşınmazların kira sözleşmelerinden yararlanarak ve dava konusu taşınmazın büyüklüğü, bulunduğu çevrenin özellikleri gibi hususlar da nazara alınarak tespit edilmesinden sonra, müteakip ecrimisil dönemleri için de ÜFE artış oranlarının uygulanması suretiyle sonraki dönemlere ilişkin ecrimisil bedellerinin tespit edilmesi gerektiği halde, imar planı ile bilirkişi raporu ekindeki krokinin çakıştırılıp, davalı ...’nin müdahalesi tespit edilen kısım yönünden ecrimisil hesaplanarak bu kısım için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, imar planında yol olarak görülmeyen yerler bakımından da davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup, ayrıca ecrimisil bedelinin hesaplanmasında gözetilmesi gereken ve yukarıda açıklanan araştırma ve ilkelere ve bilimsel verilere açıklığa dayanmayan bilirkişi raporuna itibar ve iştirak edilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilmiştir.
Yerel Mahkemece bozmadan sonraki yargılama aşamasında bozmaya uyma kararı verilerek taraflardan emsal taşınmazlara ait kira sözleşmelerini sunmaları için kesin süre verildiği ve vergi dairesine de emsal taşınmazlara dair kira sözleşmelerine ilişkin kira beyannamelerinin bulunması halinde bunlara ilişkin bilgilerin gönderilmesinin istendiği, da sonra da mahallinde 08.10.2015 tarihinde fen, inşaat ve hukukçu bilirkişilerle keşif yapılarak bilirkişilerden keşfen rapor alındığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece, bozmadan sonraki aşamada “...yapılan keşif neticesinde bilirkişi heyetince 24.11.2015 tanzim tarihli raporun sunulmasından sonra, Dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan ikinci keşif ile davalı belediyenin imar uygulaması ile yol olarak belirleyip kullandığı yerler imar planı ile keşif krokisi netcad programı portalında çakıştırılarak, davalının tecavüzlü alanının belirlendiği ve bu tutara denk gelen ecrimisil tutarının yöntemine ve kullanım durumuna göre belirlendiği anlaşılmakla, hükme dayanak olmaya elverişli bulunan rapor doğrultusunda, aylık tutarların esas kabul edilebileceği, ancak bilirkişilerin zamanaşımı defiini değerlendirirken hataya düştükleri ve talepten fazla kısım için de hesaplama yaptıkları, zira davacının dava tarihine kadar talebi olmadığı, talebini 31.12.2012 tarihine kadar sınırladığı, bilirkişilerin ise 6.3.2013 tarihine kadar hesaplama yaptıkları,bu nedenle mahkememizce zamanaşımı dikkate alınarak 6.3.2008 ile 31.12.2012 tarihleri arasındaki tutarın tespit edilen aylık değerler üzerinden resen hesaplanması ile hak edilen tazminat tutarının 7.870,00 TL olarak belirlenmesi ile davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurmak gerektiği” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 7.870,00 TL ecrimisilin dönem sonlarından işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hükme karşı her iki taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz talebinde bulunmuşlardır.
Dava, mülkiyet hakkından kaynaklanan ecrimisil talebine ilişkindir.
Somut olayda, mahkemece bozmaya uyulduğu ve bozmadan sonra yapılan keşif neticesinde bilirkişi heyetinin hazırladığı 24.11.2015 tanzim tarihli krokili raporda imar planı içinde olup da fiilen yol olarak kullanılan alan krokide mavi noktalarla gösterildiği ve raporun 6. sayfasında bu alanın 1.588,00 metrekare olduğu belirtildiği halde hatalı biçimde 2.335,00 metrekare için ecrimisil hesaplanmak suretiyle karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 20.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.