22. Hukuk Dairesi 2016/5744 E. , 2019/2972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini haklı nedenle fesh ettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin fazla çalışma süreleri konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacının tanık beyanları doğrultusunda sezon dönemi olan 1 Mayıs – 30 Eylül tarihleri arasında haftanın 7 günü, haftada 3 gün 08:00- 20:00, 4 gün ise 08:00- 01:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek, 1 Ekim – 20 Nisan arası ise haftanın 6 günü 08:00- 17:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek, sezon döneminde haftalık 54,5 saat fazla çalışma yaptığı sezon dışı dönemde ise fazla çalışma yapmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dinenen davacı tanıklarından Arif’in beyanı rapora esas alınmış olup, bu tanık davalı işyerinde davacı ile 2013 Kasım ayına kadar 1,5 yıl çalışmıştır. Diğer davacı tanıkları ise davacının yaz döneminde çalışma saatlerinin 09:00 – 22:00, 23:00, 24:00 ve bazen 01:00 olduğunu beyan etmişler olup, tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının çalışma saatlerinin yaz döneminden haftada 4 gün 08:00 – 22:00, 3 gün ise 08:00- 20:00 saatleri arasında olduğunun kabulü gerekmektedir. Mahkemece davacının fazla çalışma süresinin haftada 3 gün 08:00- 20:00, 4 gün ise 08:00- 01:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında hafta tatili alacağı bulunup bulunmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile 200,00 TL hafta tatili alacağını talep etmiş, 20.03.2015 tarihli celsede davacı vekili hafta tatili alacağı yönünden talebini geri aldığını beyan etmiş, mahkemece davalıya bu konuda beyanda bulunması için süre verilmiş ve beyanda bulunulmaması halinde geri almayı kabul etmiş sayılacağı kabul edilmiştir. Yerel Mahkeme tarafından hafta tatili yönünden hüküm kurulmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 123; ”Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.” düzenlemesine haiz olup, davalı tarafından açık rıza verilmediğinden, davacının hafta tatili talebinin reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu yönden hüküm kurulmaması hatalı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.