3. Hukuk Dairesi 2019/3425 E. , 2020/732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 04/02/2020 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı asil ... ve vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının davadışı Altındağ Belediye"sinde müfettiş iken davacı belediyeye naklen atandığını, daha sonra iç denetçi kadrosuna atandığını, İdare Mahkemesi"nin 31.01.2011 tarih ve 2010/1672E.-2011/159K. sayılı ilamı ile davalının müfettişlik kadrosunun iptal edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 19.11.2004-05.03.2010 döneminde davalıya fazla (haksız yere) ödenen 53.107.51 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 22/03/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 54.758,09 TL"ye çıkartmıştır.
Davalı; dava konusu dönemde fiilen görev yaptığını, davacı belediyeye müfettiş olarak atanmasında gerçek dışı beyanı olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; idari dava açma süresinin geçmesinden sonra idari işlemin geri alınamayacağı, geri alınması durumunda geri alınma tarihine kadar doğmuş parasal hakların kazanılmış hak olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 30.06.2015 tarih ve 2014/17476E. - 2015/12065K. sayılı ilamı ile; “... dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki HGK.nun 05.12.1984 tarih 387-997 sayılı kararı ile İ.B.K.nın idare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden, gerekse ödemeyi yapandan geri alınamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bununda idareyi işlemez duruma getireceği gerekçesi ile savunulamayacağı kabul edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu hatalı ödemenin TBK"nun 77-82.(BK"nun 61-66.) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davanın esası hakkında inceleme yapılarak, taraflardan delilleri sorulmak suretiyle alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur
Bozma ilamına uyan mahkemece; taleple bağlı kalınarak dava dilekçesinde belirtilen fazla ödemenin önceden davalının temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığından davanın kabulü ile; 53.107,51 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davalı, Ankara Altındağ Belediyesi’nde 2200 ek göstergeli küşat müdürü olarak görev yapmakta iken 3600 ek göstergeli müfettişlik kadrosuna atanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafa 3600 ek gösterge üzerinden yapılan ödemeler hesap edilerek yersiz ödeme miktarı tespit edilmiştir. Oysa davalı müfettişlik kadrosuna atanmadan evvel 2200 ek göstergeli bir kadroda görev yaptığından bu iki ek gösterge arasındaki farkın (3600 ek gösterge ile 2200 ek gösterge arasındaki farkın) hesaplamaya esas alınması ve davalı taraftan tahsil edilebilecek yersiz ödemenin tespiti cihetine gidilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece 3600 ek gösterge ile 2200 ek gösterge arasındaki farkın tespitine yönelik bilirkişilerden ek rapor alınarak hâsıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda hazırlanan yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.540 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.