Esas No: 2021/13406
Karar No: 2022/3384
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13406 Esas 2022/3384 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir tapu tespit davasında 434 ve 435 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 436 ila 441 parsel sayılı taşınmazlar için ise karar verilerek adlarına tapuya kayıt ve tescil edilmesine hükmetmiştir. Ancak, davalı tarafın mirasçılık ilişkileri tam olarak belirlenemediği için, kesinleşmiş bir karara dayanmayan ölü kişinin kim olduğu konusunda karar hatalı verilmiştir. Ayrıca, pay payda hesaplaması yapılırken pay oranlarında yanlışlık yapılmıştır. Bu nedenlerle, bir kısım davacıların temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi, 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi, HUMK'un 440/I maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespite itiraza ilişkin
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece 434 ve 435 parsel sayılı taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ... ve ... mirasçılarının davalarının reddine karar verilmiş olup, hükmün bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar, 434 ve 435 parsel sayılı taşınmazlar yönünden onanırken diğer bir kısım taşınmazlar yönünden bozulmuştur. Bozma ilamında "davacıların 436, 437, 438, 439, 440 ve 441 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları bakımından; 436 ila 441 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kısa kararda hüküm kurulmadığı, gerekçeli kararda ise keşif haritasında böyle bir uygulama olmadığı halde bu taşınmazların haritasında (A) harfi ile gösterilen bölümleri hakkında hüküm kurulduğu, kayıt malikinin mirasçılarının tam olarak belirlenmediği, özellikle davalı ...'ın bayiileri olan ... kızı Şerife ve ...'nin ... ... oğlu ...'ın mirasçısı olup olmadığının gerektiğinde tarafların göstereceği tanıklar da dinlenmek suretiyle saptanmadığı, ...'ın iktisabı maddesindeki koşullarının araştırılmadığı, 436 ila 441 parsel sayılı taşınmazlarda davanın sadece davalı ...'ın 12/96 payına yönelik olduğu, önceki günlü kararla ölü ... adına tespit edilen 24/96 payın ... ... oğlu ... mirasçıları ..., ... ve ... adına kesinleştiği, ... adına tespit edilen 60/96 payın da dava konusu olmadığı dikkate alınmaksızın taşınmazların tümünün davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi dahi isabetsiz olduğu" hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl karar ve tavzih kararı ile, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 434 ve 435 parseller hakkında, davanın usulu, esası ve yargılama giderleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ... ve ... mirasçılarının davalarının reddine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 436, 437, 438, 439, 440 ve 441 parsellerin tamamı 348.364.800 hisse kabul edilerek; 217.728.000 hissenin ... mirasçıları arasında, 87.091.200 hissenin ... karısı ... mirasçıları arasında, 43.545.600 hissinin ... oğlu ... mirasçıları arasında olacak şekilde adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Mahkemece ek karar ile davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
1) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, bir kısım davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Mahkemece, her ne kadar, kadastro tespit tutanağının malik hanesinde ölü ... olarak belirtilen kişinin ... olduğunun tespiti ile, ... mirasçıları adına tespti kararı verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dosya arasında bulunan ve aynı taraflar arasında görülen, ... İli ... İlçesi ... Köyü 12, 13, 14, 16, 17, 221, 401, 402, 403, 404, 442 ve 444 parsellere ilişkin ... Tapulama Mahkemesinin 1979/125 Esas, 1986/287 Karar sayılı kesinleşen kararı ile kararın temyiz incelemesini yapan ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 1987/18766 Esas ve 1989/217 Karar sayılı ilamında, dava konusu 436 ila 441 parsel sayılı taşınmazların kök kaydı olan 1937 tarihli tapularda ismi geçen muris kök ... oğlu ...’ın ... Köyü nüfus kayıtlarında ismi geçen ... oğlu ... olmadığı sonucuna varıldığı, ...’ın mirasçılarınınn ... Köyü 22 kütükte kayıtlı olduğu üzere ..., ... ve ...’ın ölü oğlu ... kızı ...’den ibaret olduğu, yine bahsi geçen onama ilamında da tapu malikinin ... ve ...’den olma 1260 doğumlu ... olduğu, ...’in kocası ...’ın ise, ... ve ...’dan olma 1298 doğumlu olduğu, aralarında mirasçılık ilişkisinin kanıtlanamadığı belirtilmiştir. Bu durumda, kesinleşen karardaki açıklamalar dikkate alınmadan, ölü ...’nın ... olduğunun tespiti ile ... adına tescil kararı verilmesi doğru görülmemiştir. O halde, Mahkemece yapılacak iş, eldeki dosya ile kesinleşen ... Tapulama Mahkemesinin 1979/125 Esas ve 1986/287 Karar sayılı dosyasının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
Yine, Mahkemece, ... hissesi yönünden, pay payda hesaplaması yapılırken, tavzih kararı ile hisse oranlarında düzeltme yapılmış ise de 43.545,600 hissenin paylaşımı yapılırken, pay payda oranının tutmadığı anlaşılmıştır. (pay oranlarında 8.907,120 hisse verilen mirasçıların hisselerinde yanlışlık yapıldığından) tesciline karar verilen paylar toplamı ile payda birbirine eşit olmadığından, bu haliyle hükmün infazı kabil olduğundan söz edilemez. Oysa ki; Kadastro Hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermekle yükümlü olup, pay payda eşitliği sağlanacak şekilde hüküm oluşturulmaması usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere iadesine 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.