21. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/7010 Karar No: 2013/3948 Karar Tarihi: 05.03.2013
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2012/7010 Esas 2013/3948 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2012/7010 E. , 2013/3948 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 62.624,33 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi itibarı ile işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacının meslek hastalığı 31.07.1991 tarih/05359 sayılı SSK Ankara Hastanesi Sağlık Kurulu Raporuna göre ilk olarak 1991 yılında tespit edilen % 41 maluliyet oranı için 27.03.2002 tarihinde dava açtığı, dava ile ilgili olarak davalı tarafça süresinde zaman aşımı def’i inde bulunulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda T.B.K" nın 146.maddesi (B.K.’nun 125.md) gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, davacı % 41 lik maluliyet oranının tespit edildiği 31.07.1991 tarihinden sonra 10 yıldan fazla süre geçtikten sonra 27.03.2002 tarihinde davanın açılması üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def"i nin kabul edilerek istenilen miktarlara ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davada istenilen miktarı kapsar biçimde tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.