13. Hukuk Dairesi 2016/24775 E. , 2019/9390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; 17/10/2009 tarihinde davalıların iki çocuğuna bakmak ve bütün ev işlerini yapmak üzere belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, aylık 1.000.00 TL. ücret aldığını ancak sigortasının yapılmadığını, çalışması nedeni ile kollarından rahatsızlandığını, davalılara sigorta bildiriminin yapılmasını aksi halde şikayet yoluna başvuracağını bildirmesi üzerine iş akdine 07/02/2013 tarihinde haksız olarak son verdiklerini belirtilerek fesih bildirimi, kötü niyet tazminatı, bakım ve tedavi gideri, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davacı ile iş akdinin ... tarafından yapıldığını, diğer davalının taraf sıfatı bulunmadığını, davacıya asgari ücret ödendiğini, iş akdinin davacı tarafından feshedildiğini beyanla davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davacının ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, izin ücreti ve tedavi-bakım gideri taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, uyuşmazlık hizmet akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı konusunda toplanmaktadır. 4857 Sayılı Yasa’nın 4. Maddesinin Birinci Fıkrası’nın (e) Bendi uyarınca, "ev hizmetlerinde çalışanlar" hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, ..., temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilerden Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle 818 Sayılı Kanun hükümleridir. Davacı"nın istemleri arasında ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücreti, ubgt ücreti, izin ücreti ve tedavi-bakım gideri yer olmaktadır. BK.’nun 344. Maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1. Maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir.
Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, " Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." BK.nun 334. maddesine ise, " İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." BK.nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olayda; davacı, 17/10/2009 tarihinden itibaren davalıların evinde çalıştığını, sigortasının yapılmasını istemesi üzerine hizmet akdinin 07/02/2013 tarihinde feshedildiğini, davalı yanındaki çalışması süresince haftanın 6 günü 09:00-19.30 saatleri arasında 1.000,00 TL ücret karşılığında çalıştığını, fazla mesai yaptığını, 2012 yılına ait yıllık iznini kullanmadığını ve ulusal ... genel tatillerde çalıştığını iddia etmiş, davalı taraf ise hizmet akdinin davacı tarafından feshedildiğini, davacıya asgari ücret verdiklerini ve davacının alacağının bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemenin; hizmet akdine davacı tarafından son verildiğine dair kanaati, davacı tanığı Dursale Yalçınkaya’nın anlatımları da dikkate alındığında yerinde olmuştur. Bu nedenle ihbar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi isabetlidir. Ancak sair ücret alacakları talebi yönünden davacı tanıklarının beyanlarına, aynı işyerinde çalışmadıkları için itibar edilmemesi doğru olmamıştır. Zira ev hizmetlerinde işin mahiyeti gereği çoğunlukla tek kişi olarak çalışılmaktadır. Bu nedenle tanıkların aynı işyerinde çalışan kişiler olması beklenemez. Somut uyuşmazlıkta davacı tanıklarının beyanlarına, aksi ispat olununcaya kadar itibar edilmeli ve davacının çalışmasına şahit oldukları dönem yönünden varsa fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca davacı gibi ev hizmetlerinde çalışanların davacının çalışma dönemindeki emsal ücretlerinin araştırılarak, taraf iddiaları ve tanık beyanları ile birlikte bir değerlendirme yapıldıktan sonra aylık ücret miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile asgari ücret üzerinden hesaplamaların yapılması hatalı olup, bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle davacının iki nolu bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.