Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1669
Karar No: 2020/3287
Karar Tarihi: 09.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1669 Esas 2020/3287 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/1669 E.  ,  2020/3287 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili; davalının maliki olduğu davacı nezdinde trafik sigortası bulunan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında, müvekkili tarafından kazaya karışan diğer araçların hasar bedeli olarak 4.622,00 TL hasar bedeli ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve %100 kusurlu olması nedeniyle davalı aleyhine Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/655 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; kazanın olduğu sırada aracı alkollü olduğu iddia olunan ..."ın kullanmadığını bu konuda Denizli İdare Mahkemesi"nin 2006/1538 esas 2007/803 karar sayılı dosyasında alkollü araç kullanmadan dolayı ehliyetine el konulması üzerine yapılan itiraz neticesinde işlemin iptaline karar verildiğini, aracı ..."ın kullandığının subuta ermediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, sigortalı aracın, alkollü olduğu tespit edilen ... tarafından kullanıldığı sabit olmadığından bu kişi hakkında alkolü araç kullanmaktan dolayı ehliyetinin geri alınmasına ilişkin idari işlemin iptali yönündeki kesinleşen İdare Mahkemesi kararı bulunmasına göre davalıya ait aracın alkollü olarak kullanıldığının sübuta ../...
    ermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,Dairemizin 13.3.2014 tarihli 2013/17431 Esas, 2014/3514 Karar sayılı bozma ilamı ile İdare Mahkemesince verilen ve kesinleşen kararın yukarıda yazılı gerekçesinde, sigortalı aracın olay günü sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen ... olmadığı yönünde kesin bir belirleme yapılmadığı, bu nedenle; İdare Mahkemesince ispat yetersizliğine dayanılarak verilen kararın ve karara dayanak teşkil eden delillerin, eldeki bu dava yönünden, zarara neden olan sigortalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün alkollü olduğu belirlenen ... olmadığının kabulü için yeterli olmadığı anlaşıldığı, kaza tespit tutanağında sürücünün ... olduğunun belirtildiği,kaza tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğu gözetilerek, tutanağı düzenleyen polis memurlarının tanık sıfatı ile dinlenmesi ve tanık beyanları ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek,zarara neden olan aracın kaza sırasındaki sürücüsünün ... olup olmadığının tespit edilerek açıklığa kavuşturulması, sürücünün ... olduğunun belirlenmesi halinde ise; kaza saatine göre kaza anındaki alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunup bulunmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığı üzerinde durulması, içinde nörolog doktorun da bulunduğu uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalının Denizli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/655 esas sayılı dosyasından icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın niteliği itibariyle yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Dairemizin 13.3.2014 tarihli 2013/17431 Esas, 2014/3514 Karar sayılı bozma ilamında açıklandığı üzere ..."ın sürücü olmadığına dair idare mahkemesi kararının delil yetersizliğinden dolayı verilmiş olmasına, somut olaya göre sigortalı araç sürücüsünün ... olduğunu anlaşılmış olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödenen hasar bedeline ilişkin tazminatın sürücünün alkollü olması nedeniyle itirazın iptali yoluyla sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
    Yine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde ‘Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
    Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.’ düzenlemesi yer almaktadır.
    Ayrıca 2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan
    sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, bilirkişiden sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu da irdelenerek olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada bozma ilamının gereği eksik olarak yerine getirilerek alkol konusunda gerekli araştırma yapmadan, sigortalı araç sürücüsü ...’ın %100 kusurlu ve alkollü araç kullandığının tespit edilmesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuki olgulara göre,
    nöroloji uzmanı ve makine mühendisinden oluşan uzman bilirkişilerin yer aldığı bir bilirkişi heyetinden kazadaki kusur oranlarının, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin (dosyada mevcut olan farklı promillerde yapılan ölçümler de değerlendirilerek) ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu ve yerinde olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi