8. Hukuk Dairesi 2014/24679 E. , 2017/271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin murisi ... ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, murisin iki taşınmazı 01.11.1952 tarihinde satın aldığını ve ölene kadar nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, mirasçıları davacılarının da aynı şartlarla kullanmaya devam ettiklerini, söz konusu taşınmazların tamamının kendilerine ait olduğunu düşünürken kadastro tespiti sırasında ... ada ... parselde kayıtlı taşınmazda muris 7/10 hisse..."un 3/10 hisse, ... ada ... parselde ise murisin 47/60 hisse,..."un 13/60 hisse sahibi olarak yazılıp, tespitin kesinleştiğini, taşınmazların tamamının müvekkillerine ait olmasının gerektiğini, kadastro tapularının geldisi olan ... cilt ve 5 ve 4 yevmiye olan tapularda malik olarak muris ... ..."ın yazılı olduğunu, kadastro tespitine göre oluşan kaydın doğru olduğu kabul edilse dahi..."a ait gözüken hissenin TMK"nun 713/2 maddesi gereğince hukuki değerini kaybettiğini,..."un 1938 tarihinde vefat ettiğini, taşınmazların ise 1952 yılında satın alındığını, o tarihten bugüne kadar davacıların nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandıklarını, dava konusu tapulardaki... hissesinin iptali ile tashihen müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan ..., dava konusu taşınmazın kime ait olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; TMK"nun 713/2 . fıkrasında yer alan "... ölmüş ya da...." kelimelerinin Anayasa Mahkemesi"nin 17/03/2011 tarihli ve E-2009/58, K-2011/52 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde ve yargılama oturumlarında dava konusu taşınmazların 01/11/1952 tarihinde satın aldığını, o tarihten beri vekil edenlerinin malik sıfatı ile zilyetliğinde bulunduğunu, tapu kayıt maliklerinden..."un 1938 tarihinde öldüğünü, tapunun hukuki değerini yitirdiğini ve TMK"nun 713/2. maddesi uyarınca dava konusu parsellerdeki... hissesinin iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.
Dava konusu, ... ada ... parsel ve 168 ada 34 parsel sayılı taşınmazlar 09/03/2007 tarihinde tespiti yapılıp, 27.07.2007 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonrasında tapu kayıtlarının dayalı olarak davacıların yakın miras bırakanı ... ... ve... adına hisseli olarak tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. Davacı taraf az yukarıda açıklandığı üzere kadastrodan önceki, harici satın alma ve TMK"nun 713/2 maddesinde yazılı ölüm nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, her ne kadar davanın TMK"nun 713/2. maddesinde yazılı ölüm nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu kabul edilmiş ise de; 1952 yılında haricen satın alma olgusu hiç değerlendirilmemiştir.
TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan "... ölmüş ya da ...." kelimelerinin Anayasa Mahkemesi"nin 17/03/2011 tarihli ve E, 2009/58 K, 2011/52 sayılı kararıyla iptal edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de;
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun"un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun"un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. TMK"nun 713. maddesinin 1. fıkrasında; "tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir " denilmiştir.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir "amir hükmüne yer verilmiştir. TMK"nun 713/2. maddesinde yer alan üç halden biri olan "... ölmüş..." ibaresi, Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de; Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar karşısında; davada TMK"nun 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığına göre iddia ve savunma doğrultusunda tarafların delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Bundan ayrı, davacı kadastrodan önce 01/11/1952 tarihinde öncesinde tapulu olan dava konusu taşınmazları satın aldığını iddia ettiğine göre; bu satın alma iddiası ile ilgili 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B/b fıkrası gereğince, bu fıkrada yazılı olan koşullar oluştuğu takdirde, öncesinde tapuda kayıtlı malı satın alan zilyedi adına tespit ve tescil olunabileceği hususu değerlendirilmemiştir.
O halde; dava dilekçesi ve yargılama oturumlarındaki maddi olgulara göre, dava 3402 sayılı Kanunun 13/B-b maddesine dayalı ve TMK"nun 713/2 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, TMK 713/2. maddesinde yazılı bulunan ölüm nedeniyle ile ayrıca kadastrodan önceki satın alma olgusuyla ile ilgili 3402 sayılı Kanunun 13/B/b maddesindeki koşullar araştırılıp dosya içerisindeki mevcut delillerle birlikte bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.