7. Ceza Dairesi 2018/15444 E. , 2021/5711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5271 sayılı CMK’nun 260/1. maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Gümrük İdaresi"nin hükmü temyize hakkı bulunduğu gözetilerek Gümrük İdaresi vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
1.Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması, yine 3/22. fıkrasının da uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. madde ve fıkrasından yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 21.11.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 05.12.2014 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/398349 Esas sırasında kayıtlı olan Saray (Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/250 Esas, 2016/75 Karar sayılı dosyada suç tarihinin 28.06.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 09.03.2015 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/387619 Esas sırasında kayıtlı olan Saray (Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/651 Esas, 2015/761 Karar sayılı dosyada suç tarihinin 30.01.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 24.08.2015 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında sanığa ait derdest olan Saray (Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2017/245 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 26.11.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.03.2017 olduğu,
Yine sanığa ait Dairemizde 2021/908 Esas numarasına kayıtlı Saray (Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/568 Esas, 2015/775 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 26.03.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 01.09.2015 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi ve gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... Usta"nın ve Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.