(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/695 E. , 2012/2167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki kira sözleşmesi şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 6166 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 01.01.2009 - 31.12.2009 dönemi için davalı şirkete kiraya verildiğini, süre bitiminden sonra taşınmazın boşaltılmadığını, taşınmazı satmak için tapuya gittiklerinde ise kira sözleşmesinin 16.09.2010 tarihinde tapuya şerh verildiğini öğrendiklerini, şerh işleminin davalı tarafından temsil belgesi olmadan ve tasdikli kira sözleşmesi fotokopisi ile yapıldığını, bu işlemin Tapu Sicil Tüzüğünün 55. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek terkin isteminde bulunmuştur.
Davalı, sözleşmenin usulüne uygun düzenlendiği ve şerh anlaşması yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kira sözleşmesi noterde biçimine uygun düzenlenmediğinden bahisle dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dava, yolsuz oluşturulan kira şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.
Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir.
Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi düzenlemesi ile de tapu kütüğüne şerh edilebilecek kişisel haklar arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan kiracılık hakkı da sayılmıştır.
Şerh anlaşmasını içeren bir sözleşmenin tapuya ne şekilde yazılacağı hususunda Tapu Sicil Tüzüğündeki düzenlemelere de bakılmalıdır. Tapu Sicil Tüzüğünün 55/d maddesinde de şerh için kira sözleşmesinin sunulması yeterli görülmüştür. Hemen belirtmek gerekir ki, şerh anlaşması kira sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş ise bu sözleşmenin de ibrazı gereklidir. Tüzükte şerh için kişisel hak sahibi ya da kayıt malikinin başvurusu açısından özel bir düzenleme getirilmemiş, kiracıya yetki verilmesi koşulu da aranmamıştır. Ayrıca, Borçlar Kanununun 255 ve parelelindeki 277. maddeleri şerh için şerh anlaşmasını yeterli görmüş, ayrıca yetkilendirme koşulu öngörmemiştir.
Somut olayda; davacı 01.01.2009 - 31.12.2009 dönemine ilişkin kira ilişkesinin varlığından söz ederek tapu kaydındaki kira şerhinin usulsüz işlemlere dayanarak tapuya yazıldığını ileri sürmektedir. Terkini istenen kira sözleşmesi şerhine ilişkin sözleşme ise 01.01.2010 başlangıç tarihli ve 5 yıllıktır. Sözleşmenin tarafları ise davacı ve davalı şirket olup kira sözleşmesi ile birlikte şerh anlaşması da yapılmıştır.
Yukarıda değinilen Tapu Sicil Tüzüğünün 55. maddesine göre sözleşmenin tapuya şerhi için anlaşmayı içeren kira sözleşmesinin ibrazı yeterlidir. Davacı adi yazılı şekilde düzenlenmiş sözleşmenin aslının ibraz edilmediğini ve kirayı verenin temsil yetkisi vermediğini, bu nedenle şerhin usulsüz olduğunu belirtmektedir. Kira sözleşmesinde sözleşmenin şerh edilebileceğine dair hüküm bulunmaktadır. Ayrıca, adi yazılı şekilde düzenlenmiş sözleşme noterce sonradan onaylanmıştır. Noterce onaylanan ve şerh anlaşması bulunan sözleşmelerin tapu siciline şerh edilmesi için malikin onayı gerekmediği gibi, sözleşmenin noterde re"sen düzenlenmesine de gerek yoktur. Bundan dolayı da istem üzerine tapuda işlem yapılmıştır.
Yapılan bu saptamaya göre davanın reddi yerine yazılı bazı gerekçelerle kabul edilmiş olması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.