17. Hukuk Dairesi 2015/8910 E. , 2015/11335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2015
NUMARASI : 2014/733-2015/9
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı; idaresinde bulunan motosikleti sevki sırasında, davalıya trafik sigortalı araç ile karıştığı trafik kazasında yaralandığını, bacağına takılan protez bedeli olarak 3.500,00.-TL ödediğini belirterek söz konusu tedavi giderinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; gerçek zarardan, kusur oranında poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının 23.12.2010 tarihli celsede davasını takip etmemesi nedeni ile işlemden kaldırıldığı, akabinde 19.09.2013 tarihli oturuma da katılmadığı, 6100 sayılı HMK"nin 320/IV. Maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olay dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 16.01.2014 tarihli, 2014/114 Esas, 2014/495 Karar sayılı bozma ilamında; "...Dava, 05.02.2010 tarihinde, 6100 sayılı HMK"nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılmıştır. HMK"nin 448. maddesinde anılan yasanın tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiş ise de bu maddeye karşılık gelen HUMK"nun 578. maddesinde "İş bu kanunun
müktesep hakları ihlal etmemek şartıyla makabline şamildir" denilmektedir. Kazanılmış hakların korunması ilkesi hukukun temel ilkelerinden olup yasaların bu ilkeye aykırı şekilde yorumu mümkün değildir. Bu nedenlerle dava eski HUMK."nın yürürlükte olduğu tarihte açıldığından somut olayda anılan usul kanunun uygulanması gerekirken 6100 sayılı HMK."nın uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu" hususuna işaret edilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile, 2.800 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK. md. 54) gereğince tedavi gideri istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu"na" geçtiğinden artık eldeki davada yasal hasmın Sosyal Güvenlik Kurumu olması gerekir.
Bu durumda, davacı tarafından talep edilen faturalı tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olan tedavi giderlerinden olduğu anlaşıldığından mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı sigorta şirketine geri verilmesine, 27/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.