Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1199 Esas 2012/2118 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1199
Karar No: 2012/2118
Karar Tarihi: 16.02.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1199 Esas 2012/2118 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/1199 E.  ,  2012/2118 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, hak sahibi oldukları 1952, 5268 ve 1955 parsel sayılı taşınmazlara kurulan geçit hakkı kapsamı dışında kalan kısmı da kullanmak suretiyle elatan davalıların müdahalelerinin önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı gerçek kişiler davanın reddini savunmuş, davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın reddi üzerine, hükmün davacılar vekili tarafından temyizi sonrasında; Dairemizin 2010/14585 esas 2011/ 632 karar sayılı 25.01.2011 tarihli bozma ilamı ile “... Davalı kooperatifin tasfiye halinde olması durumunda davanın tasfiye memurlarının huzuru ile görülmesi yasa gereği olup yöntemine uyulmayarak yapılan tebliğ ile davalı kooperatifin yokluğunda yargılama yapılması savunma hakkını ortadan kaldıracaktır. Yargılamanın HUMK 73. maddesine aykırı şekilde yapılıp sonuçlandırılması doğru değildir.Belirtilen nedenle mahkemece taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanması Için hükmü temyiz eden davalı kooperatifin tasfiye halinde olup olmadığı araştırılarak tasfiye halinde ise tasfiye memurlarının usulünce davada yer almaları sağlanmalı, bu davalının da savunma delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilip, davanın dava açıldığı tarihte kooperatifin fesih aşamasında olduğu anlaşılmakla davalı tarafın yanlış ve eksik gösterilmiş olduğu gerekçesiyle pasif ehliyet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında Usuli kazanılmış hak kuralına değinilmiştir.Anılan içtihadı birleştirme kararında tarif edildiği üzere mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur. Buna da usul hukukunda “usuli müktesep hak” denilmektedir. Mahkeme uyduğu bozma kararına uygun olarak karar vermekle zorunlu olduğu gibi Yargıtay Dairesi de kural olarak bozma kararı ile benimsemiş olduğu ilke ile bağlıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı kooperatifin 01.03.2003 tarihinde tasfiye edildiği, tasfiye memurlarının ..., ... ve ... olduğu anlaşılmaktadır. Bozma ilamında öngörüldüğü şekilde davalı ... temsil edecek tasfiye memurlarının usulünce davada yer almaları sağlanmalı bu surette davada taraf teşkili tamamlandıktan sonra davanın esası hakkında değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yukarıdan beri değinilen usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak, hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararına rağmen usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.02.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.