4. Hukuk Dairesi 2019/80 E. , 2019/2491 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ...... tarafından, davalı ... aleyhine 05/06/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, mülkiyeti ...... Uydu Haberleşme Kablo TV İşl. AŞ"ye ait birinci ve ikinci hangar binası ve güvenlik kulübesinin kiralanmak suretiyle kuruma bağlı ...... İşletme Merkezi Genel Müdürlüğü tarafından kullanıldığını, söz konusu binadaki su aboneliğinin kuruma ait olup şebekeden gelen hattın, tesis merkezinden idarenin kullandığı alanlar ile davalının kullandığı alanlara ayrıldığını, davalıyı besleyen hattın kapatılmasına rağmen tesisin merkezinden gerek soğuk gerek sıcak su hatlarının kurumun bilgisi dışında açılarak davalı tarafından kullanıldığını, Başmüdürlük teknik elemanlarınca ...... faturalandırma dönemi esas alınarak davalıyı besleyen şehir şebeke hattının kapatılarak kurumun fiili su kullanım miktarının ölçüldüğünü, faturalardan gerçek kullanım bedeli çıkartılarak farkın davalıya ait su tüketim bedeli olduğu şeklinde hesaplama yapıldığını, bu şekilde tespit edilen zararın tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, su faturalarının 2010 yılına ilişkin olduğu dikkate alındığında davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, taşınmazda tarafların ayrı sözleşmelere dayalı ayrı alanlarda kullanım hakları olduğunu, su aboneliğinin bulunduğunu, davacının farkı önce taşınmaz maliki ...... AŞ‘ye olan kira borcundan mahsup etmek istediğini, bu durum ...... AŞ tarafından kabul görmeyince kulübe yansıtılmak istendiğini, kulüp tarafından aboneliklerinin bulunduğu ve faturalarının ödendiğinin ...... AŞ’ye bildirildiğini, bu açıklamayı yeterli bulan ...... AŞ"nin davacıdan mahsup edilen kira bedellerini tahsili yoluna gittiğini, davacının kullanımındaki taşınmazın duvarlarla çevrili olduğunu ve özel güvenlik bulunduğunu, davacının tahminlere dayalı olarak ve kendi içinde tuttuğu tutanaklarla kulübü borçlu gösterdiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Hukuk İşleri Müdürlüğüne dava açma talimatının verildiği tarihe göre iki yıllık zamanaşımı süresi geçmeden takibe geçildiğinden davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, taraflara ayrı ayrı hatlar çekilmiş olduğu ve her bir abonenin kendi sayacından ve hattından su aldığı düşünüldüğünde, davalı tarafından davacı hattından su alınması olasılığının bulunmadığı, tutanak tarihinden sonra davalı elemanlarının, davacının müsaadesi olmaksızın tesislere girerek tesisata müdahale etmelerinin mümkün olmadığı, tesisin kilit altına alındığı belirtilen 16/08/2010 tarihinden sonraki 08/2010 dönemi için 420 m³ 09/2010 dönemi için 291 m³ ve 11/2010 dönemi için 420 m³"lük tüketimlerin olduğu göz önüne alındığında davacının dönemsel olarak sabit 242 m³"lük tüketim miktarı olmadığı, bu tüketim miktarının tüm dönemler içinde en az tüketim miktarı olduğu, dolayısıyla davacının 5 adet faturaya ait 16.560,50 TL’lik bedeli davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, mahkemece gerekçede zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin davacı kurumun dava açma konusunda emir vermeye yetkili organ tarafından zarar ve zarar sorumlusunun öğrenildiği tarih olduğu belirtildikten sonra Hukuk İşleri Müdürlüğüne dava açma talimatının verildiği tarihe göre iki yıllık zamanaşımı süresi geçmeden takibe geçildiğinden bahisle zamanaşımı definin yerinde olmadığının bildirildiği ancak dosyadaki belgeler arasında buna dair herhangi bir belge bulunmadığı, sadece davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu hususta beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, davacı kurumdan dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın olur yazısı olup olmadığı araştırılıp varsa dosya içerisine alınmasının sağlanması ve varılacak sonuca göre değerlendirme yapılması gerekirken davacının beyanına dayanılarak zamanaşımı definin reddedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.